3. Hukuk Dairesi 2017/1267 E. , 2018/11625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ticari hayatı gereği banka hesaplarını yoğun şekilde kullandığını, hesaplarından sık sık para transferleri yaptığını, hesabından davalının hesabına 20.000,00 USD transfer olduğunu fark ettiğini ve söz konusu paranın iadesi için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının yoğun hesap hareketleri esnasında anılan miktarın sehven davalının hesabına geçtiğinden, davalının sebepsiz zenginleştiğini, taraflar arasında bu paranın transferine sebep olabilecek herhangi bir ticari ve hukuki ilişkinin mevcut olmadığını belirterek itirazın iptaline ve davalının %20"den aşağı olmamak kaydı ile tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı, alacağın zamanaşımına uğradığını, tacir olan davacının, iddianın ticari hayatın olağan seyrine aykırı olduğunu, anılan bedelin tarafların bilgisi ve rızası ile davacıya satılacak olan gayrimenkulün peşinat bedeli olarak gönderildiğini, gayrimenkul malikine tevdi edilmek üzere 20.000 USD peşinat verileceği hususunda anlaşmaya varıldığını, davacının yanlışlıkla transfer ettiğini iddia ettiği bedelin gayrimenkul için ödemiş olduğu peşinat bedeli olduğunu savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesi istemiştir.
Mahkemece; havalenin sevhen yapılmadığı, ... Apartmanındaki daire satışı için kapora olarak gönderildiği ve kaporanın satıcıya teslim edildiği, davalı üzerinde iadesi gereken bir borç bulunmadığı, aracılık yapan davalının görevini yerine getirerek tarafları biraraya getirdiği ve kaporayı alacaklısına verdiği gerekçesiyle davanın reddine ve asıl alacağın %20"si (9.040,00 TL) oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı vekilinin kötüniyet tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
İİK 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez.
Somut olayda her ne kadar mahkemece, reddedilen alacak miktarı üzerinden davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş ise de, davacının icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilememiştir. Bu nedenle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tazminata karar verilmesi doğru değildir. Ancak, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK. 436/2 maddesi gereği düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle “hükmün kötüniyet tazminatına ilişkin 2. maddesinin” hükümden çıkarılarak yerine "Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,"" ifadesinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.