3. Hukuk Dairesi 2017/1240 E. , 2018/11632 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; taraflar arasında düzenlenen 23.12.2003 tarihli satış senedi ile 10 adet fıstık ağacının yer aldığı taşınmazı üzerindeki yetişmiş ağaçlarla birlikte 2.500 TL satış bedelini ödeyerek davalıdan satın aldığını, taşınmazın halen kendisinin zilyet ve tasarrufu altında bulunduğunu, 12 yıldan bu yana emek ve masraf sarf etmek suretiyle ağaçları bakımlı ve ürün verir hale getirdiğini, ancak davalının edimini yerine getirmediği gibi taşınmazı terk etmesini istediğini belirterek, davalıya ödenen 2.500 TL satış bedelinin, denkleştirici adalet ilkelerine göre dava tarihi itibari ile hesaplanan alım gücü karşılığının, ayrıca yapmış olduğu faydalı ve zaruri giderlerin bedeli olarak şimdilik 10.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 8.334,79 TL satış bedeli ve 4.714,77 TL faydalı ve zaruri giderler karşılığı olmak üzere toplam 13.049,56 TL alacağın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dava, harici taşınmaz satım sözleşmesine dayalı alacağın ve taşınmaza yapılan iyileştirme masraflarının sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği tahsiline ilişkindir.
Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK"nun 706, TBK"nun 237. (BK."nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir.
Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
Davacı taraf ödediği satış bedelinin yanında, dava konusu taşınmazı kullandığı süre içerisinde taşınmaza yapmış olduğu bazı iyileştirme masraflarını da davalıdan talep etmektedir. Tarafların da kabulünde olduğu üzere taraflar arasında satım sözleşmesine konu taşınmaz halen davacı tarafın zilyetliğinde bulunmaktadır. Davacının satın aldığı taşınmazda yaptığı iyileştirme bedelini isteyebilmesi için taşınmazın mal varlığından çıkmış, başka bir deyişle dava konusu taşınmazı tahliye etmiş olması gerekir. Davacının taşınmazı dava tarihi itibariyle kullandığı ve zilyetliğinin devam ettiği anlaşıldığına göre davacının iyileştirme bedeline yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) HMK 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Somut olaya gelince; davacı tarafından, dava dilekçesinde 10.000 TL"nin tahsili talep edilmiş ise de mahkemece toplam 13.049,56 TL bedele hükmedilmiş, bu haliyle talep aşılarak hüküm kurulmuştur. Talep aşılarak karar verilemez.
O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.