3. Hukuk Dairesi 2017/4060 E. , 2018/11635 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ..."ın davacıya ait evi 01/07/2011 tarihinde kiraladığını, diğer davalının da buna 10 yıllığına kefil olduğunu, davalıların kira bedellerini ödemeyi aksattıklarını, 2013 yılı Ocak ayından itibaren oluşan alacağı için icra takibi yaptığını, ancak davalıların takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; kira bedellerini sehven gecikse bile eksiksiz ödediklerini, kira sözleşmesine yasal olmayan kayıtlar konulduğunu, aylık gecikme faizinin fahiş olduğunu, davalı ..."ın kira sözleşmesi bir yıllık olduğundan kefil olarak sorumluluğu kalmadığını, on yıllık kefaletin hükümsüz olduğunu, davanın reddi ile %20 inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece; 1-Davalı ... bakımından davanın reddine, 2-Davalı ... bakımından davanın kısmen kabulü ile davaya konu ... 27. İcra Dairesinin 2014/5720 sayılı dosyasında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazının 950,00 TL asıl alacak, 70,26 TL faiz ve 167,91 TL damga vergisi bakımından iptaline, fazla istemin reddine, takibin kabul edilen miktarlar üzerinde devamına, 950,00 TL asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %18, damga vergisi bakımından yasal faiz uygulanmasına, takip miktarının yargılama sonucunda belirlenebilir olması nedeniyle koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, 3-Davalı tarafından 30/04/2014 tarihinde haricen yapılan ödemenin mükerrer ödemeye neden olmamak üzere icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Mahkeme hükmü davacı vekiline, 05.11.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK’ nun 437.maddesinde öngörülen sekiz günlük yasal süre geçirildikten sonra 18.11.2015 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE,
2-) Davalıların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 298/2. maddesinde; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda; tefhim edilen kısa kararda, gerekçeli kararın 2.bendinin son cümlesi ile 3.bendinde yer alan "..takip miktarının yargılama sonucunda belirlenebilir olması nedeniyle koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, 3-Davalı tarafından 30/04/2014 tarihinde haricen yapılan ödemenin mükerrer ödemeye neden olmamak üzere icra müdürlüğünce dikkate alınmasına," hükümleri yer almamış, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
Buna göre, mahkemece; kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre, açıklanan hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir.
3-) Bozma nedenine göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin süre yönünden reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.