1. Hukuk Dairesi 2016/11700 E. , 2017/3508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen gaiplik-tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın gaiplik isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, 5737 sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı olarak açılan gaiplik ve tapu iptal-tescil isteklerine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 2633 ada 8 parsel sayılı taşınmazın mutasarrıflarından... çocukları ..."a kayyım tayin edildiğini, kaydında “mukataalı” şerhi bulunan taşınmazın 5737 sayılı Vakıflar Kanunu 17. maddesi uyarınca mahlülen vakfına intikal etmesi gerektiğini ileri sürerek, taşınmaz mutasarrıfları hakkında gaiplik kararı verilmek suretiyle gaipler adına olan payların iptali ile... Kilisesi Vakfı adına tescilini istemiş olup yargılama sırasında gaiplik isteğini atiye terk etmiştir.
Davalı, taşınmaz mutasarrıflarından ... ve ... öldüklerini ve geriye mirasçı bıraktıklarını, ... ise hayatta olduğunu, bu şahıslara kayyım atanmadığını, sadece ... kayyım atandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, gaiplik isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına, taşınmaz mutasarrıflarının gaip oldukları mahkeme kararı ile sabit olduğundan iptal ve tescil isteğinin kabulüne ilişkin karar Dairece “...maliklerden ... kızı ... kayyım tayin edilmiş ise de;... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 26.06.2002 tarih 2001/119 Esas ve 2002/550 Karar sayılı ilamında taşınmazın maliklerinden ... ve ... ölü oldukları ve mirasçılarının belli olduğu, malik ... ise hayatta olduğu belirtildiği halde, anılan kişiler bakımından bir araştırma yapılmamış, mahlüliyet kararı alınmamış, tapu kaydında 15.10.2003 tarih ve 4276 yevmiye numaralı kayyım şerhine dayanak karar getirtilip irdelenmemiştir. Hal böyle olunca; 15.10.2003 tarih ve 4276 yevmiye numaralı kayyım tayinine ilişkin kararın getirtilmesi, ... kızı ... dışındaki diğer malikler bakımından hükme yeterli bir araştırma yapılması gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...”gerekçesiyle bozulmuş olup bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2633 ada 8 parsel sayılı 56,97 m2 miktarlı kargir ev nitelikli taşınmazın 1/4 payının ..., 1/4 payının ... oğlu ..., 1/4 payının ... oğlu ... ve 1/4 payının ... oğlu ... adlarına kayıtlı olduğu beyanlar hanesinde kayyım şerhi bulunduğu, taşınmazın ... Kilisesi Vakfından icareli olduğu, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 26.06.2002 tarih 2001/119 Esas ve 2002/550 Karar sayılı kararı ile yalnızca ... kızı ..."a kayyım tayin edildiği, nüfus kayıtlarının tetkikinde ...(...)’nın 04.02.1953 tarihinde öldüğü geriye çocukları ..., ... ve ...’un kaldığı, ... oğlu ... ...’in 04.02.1964 öldüğü kızı ...’nın hayatta olduğu, ... oğlu ... ...’in sağ olduğu, ... kızı ...’ın 08.03.1993 tarihinde öldüğü oğlu ...’in ölüm kaydında ‘Bilinmeyen’ yazdığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesi “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk ve mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” şeklindedir.
Somut olaya gelince, kayıt maliklerinden ..., oğlu... ve ... oğlu ...’in gaip olmadığı, mirasçılarının bulunduğu, 5737 Sayılı Yasanın 17. maddesi koşullarının gerçekleşmediği ... kızı ...’un, 02.08.1939 doğum tarihli bekar oğlu ...’in bulunduğu, ancak mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma yapılmadı açıktır.
Hal böyle olunca; kayıt maliki ...’un oğlu ... yönünden araştırma yapılması, ...’un da mirasçısı bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, elde edilecek sonuç çerçevesinde tapu kaydında yazılı kişilerin yaşıyor olması ya da kaçak veya yitik olmaması ve yine mirasçılarının bulunması halinde taşınmazın aslı vakıf olsa bile vakfına rücu etmesinin (dönmesi) mümkün olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği düşünülmeksizin yazılı olduğu üzere eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.