MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar ..., ..., ... tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.;
Ancak;
1-Daha önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun gündüz sayılan zaman diliminde işlendiği sabit olmasına karşın TCK’nın 116/1. maddesi yerine aynı Kanununun 116/1-4. maddesi uygulanarak hatalı uygulama yapılması,
2-TCK"nın 151/1. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun yaptırımının hapis veya adli para cezası olarak seçimlik öngörüldüğü, 5237 sayılı Kanun"un 50/2. maddesinde ise; “Suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adli para cezasına çevrilmez” şeklindeki düzenleme karşısında, sanıklar hakkında mala zarar verme suçu yönünden bozma sonrası kurulan hükümlerde hapis cezasının tercih edilmesinden sonra cezanın adli para cezasına çevrilmesi suretiyle hatalı uygulama yapılması,
3-Bozma öncesi konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerde “Sanıkların kişilikleri, işledikleri suçun özellikleri ve bir daha suç işlemeyeceklerine dair kanı hasıl olmadığından” TCK’nın 50. maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesine karşın bozma sonrası kurulan hükümlerde “sanıkların kişiliği ve suçun işlenmesindeki özellikler” gerekçesine dayanılarak hükmedilen hapis cezalarını adli para cezasına çevirmek suretiyle hükümler arasında çelişkiye düşülmesi,
4-Bozma öncesi “Sanıkların yargılamaya yardımcı olmadıkları ve yasal şartları oluşmadığı kabul edilmediğinden” TCK’nın 62. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesine rağmen, sanıkların üzerine atılı suçlar yönünden ikrarları bulunmadığı halde, bozma sonrası “İkrarları” gerekçesine dayanılarak mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden TCK’nın 62. maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,
5-CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının, indirim ve arttırım oranları uygulandıktan sonra göz önüne alınması gerektiğinin gözetilmeyerek TCK’nın 62. maddesinden önce göz önüne alınarak eksik ceza tayini,
6-Sanık ...’ın adli sicil kaydında yer alan “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karar için, 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca ihbarda bulunulması gerektiğinin gözetilmemesi,
7-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının talebe bağlı olmaksızın cezanın kişiselleştirilmesi normlarından önce ve re’sen tartışılması zorunluluğu karşısında, sanıklar hakkında CMK"nın 231/5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının bozma sonrası kurulan hükümler yönünden tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ..., sanıklar müdafii ile o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 20.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.