10. Hukuk Dairesi 2018/1039 E. , 2018/6652 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, zamanaşımı nedeniyle ödeme emri iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacılar, murisi ...’in borcu nedeniyle düzenlenen 20.04.2015 tarihli 2015/10530 takip numaralı ödeme emrinin zamanaşımı nedeniyle iptalini talep etmiştir. Dosya kapsamına göre, dava konusu ödeme emrine konu prim borçlarının 2003/04. ila 11. aylar ve 2004/01,02,03. aylara ilişkin olduğu, davacılar murisinin 12.05.2006 ve 26.07.2008 tarihli dilekçeleri ile yapılandırma talebinde bulunduğu, bozma sonrası yapılan araştırma sonucu ödeme emrine konu edilen işyeri sicil numarası için yapılandırma talebinde bulunulduğu, ekli belgelerden yapılandırılması talep edilen borç dönemlerinin de ödeme emrine konu edilen borç dönemleri ile örtüştüğü anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, bahsi geçen aylara ait borçların 6183 sayılı Yasa"nın 102. maddesi gereğince zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkindir.
Önceki bozma ilamında da açıklandığı üzere, 3917 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihi ve bundan sonraya ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden 6183 sayılı Kanun"un zamanaşımına ilişkin 102. madde ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup zamanaşımı süresinin başlangıcı ise alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşıdır. 5198 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile değişik 506 sayılı Kanun"un 80. maddesinin 5.fıkrasına göre, 6183 sayılı Kanun"un zamanaşımını düzenleyen 102. maddesinin prim alacaklarının tahsilinde uygulanmayacağı belirtilmiş ise de bu değişiklik, yürürlük tarihi olan 06.07.2004 tarihinden sonra tahakkuk edecek prim borçlarına uygulanabilecektir.
6183 sayılı Kanun"un 103. maddesinde zamanaşımını kesen haller sayılmış olup kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. 25.12.2003 tarih 5035 sayılı Kanunun 5. maddesiyle eklenen 103. maddenin 1. fıkrasının 11. bendinde; "Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması. " da zamanaşımını kesen bir sebep olarak sayılmış, amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması, borç yapılandırılması da zamanaşımını kesen haller içinde yer almaktadır.
Kural olarak, külli halefiyet bir kimsenin ölümü ile mal varlığının bir bütün olarak mirasçılarına geçmesini ifade eder. Murisin hayatta iken ileri sürebileceği tüm defileri mirasçılarda külli halef sıfatıyla ileri sürebilir. Mirasçılar, külli halef olmaları dolayısıyla muris yönünden zamanaşımını kesen her türlü işlem, mirasçılar yönünden de hüküm ifade eder.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, eldeki davada, davacılar murisinin hayatta iken yaptığı yapılandırma başvuruları geçerli olup, 6183 Yasa’nın 103. maddenin 1. fıkrasının 11. bendi kapsamında zamanaşımının kesildiği belirgindir. Ne var ki, kesilmenin ilişkin olduğu takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Murisin son yapılandırma başvurusunun ilişkin olduğu takvim yılını takip eden 01.01.2009 tarihinden, ödeme emrinin mirasçı davacılara tebliğ edildiği 29.04.2015 tarihi arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, dolayısıyla ödeme emrine konu edilen prim boçlarının zamanaşımına uğradığı gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 18.09.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.