Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4358
Karar No: 2014/10271
Karar Tarihi: 19.06.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/4358 Esas 2014/10271 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2014/4358 E.  ,  2014/10271 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 26/12/2013
    NUMARASI : 2011/537-2013/487

    Davacı A.. Y.. vekili Avukat C. Y.. tarafından, davalı T.. A.. aleyhine 28/12/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalının sahibi olduğu .. gazetesinde 10/12/2011 tarihinde "Kanıt poliste Cübbeli şokta" başlığı ile verilen haberde; başlığın hemen üstünde yer alan fotoğrafta adının, soyadının ve aracının plakasının gösterildiğini, bir başka fotoğrafta ise yüzünün gösterildiğini, fotoğrafta yanında iki kadının bulunduğunu, haberin devamında Cübbeli Ahmet Hoca"nın fuhuş ve insan ticareti gibi suçları işlediği yönünde delillere ulaşıldığının belirtildiğini, hayat kadının olduğu iddia edilen bu kadınlarla fotoğtafının yayımlanarak işlenen suçlarla bir ilgisinin varmış gibi gösterildiğini, Cübbeli Ahmet Hoca olarak tanınan kişiyi tanımadığı gibi bahsedilen soruşturmada isminin geçmediğini, haberde adı geçen kadınların arkadaşı olduğunu, haber nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi zararının ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalı, haberin basın özgürlüğü kapsamında kalıp gerçek olduğunu, söz konusu fotoğrafın halka açık bir yerde polis tarafından çekildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, haberle olayla ilgisi olmayan davacının çete üyesi gibi gösterildiği, bu şekilde haber yapılmasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası"nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
    Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Somut olayda; İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi"nde görülmekte olan 2012/59 Esas sayılı davanın soruşturması aşamasında bir kısım şüpheliler hakkında teknik ve fiziki takip yapıldığı, davacı ile resimleri yayımlanan İmane Lemghari ve Fatma Zohra Hajjaj isimli kadınların davada mağdur sıfatıyla yer aldıkları anlaşılmaktadır. Söz konusu mağdurların bir kısım sanıklar ile ilişkileri bu kapsamda kayda alınmış ve davacının görüntüleri de bu şekilde elde edilmiştir. Ayrıca ceza dosyasındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2011/26266 soruşturma sayılı dosyası ile davacı hakkında "Fuhuş için yer temin etmek" suçundan dolayı soruşturma yapılıp kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Davaya konu haberin içeriğinde ise; davacının adının geçmediği görülmektedir. Davalı tarafından kamuoyunun ilgisini çekecek bir soruşturma haberleştirilirken, soruşturmada elde edilen bazı fotoğraflara yer verilmiştir. Davaya konu haberin bu hali ile görünür gerçekliğe uygun olduğu, öz ile biçim dengesinin bozulmadığı, hukuka uygunluk sınırlarının aşılmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda davacının kişilik haklarının zarar gördüğünden söz edilemez. Mahkemece, bu olgular gözetilerek istemin tümden reddi gerekirken, kısmen kabulü doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi