3. Hukuk Dairesi 2018/5231 E. , 2018/11665 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalılar ... ve ..."in oğlu olan davalı ..."in taş atmak suretiyle oğulları ..."nin bir gözünün yaralanmasına ve sakat kalmasına neden olduğunu, ... hakkında açılan ceza davasında cezalandırılmasına karar verildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ... için 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi, ... için 1.000,00 maddi, 5.000,00 TL manevi,... için 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 23.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılardan alınmasını talep etmiş, 24/12/2013 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu... için 108.750,10 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalılar; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Anılan karar Dairemizin 2014/18941 Esas – 2015/ 11011 Karar sayılı ve 15/06/2015 tarihli kararı ile bozulmuştur . Bozma kararı ise; " Dava konusu uyuşmazlık, olay tarihinde reşit olmayan ..."in eylemi nedeni ile oluşan maddi ve manevi tazminat talebinden kaynaklanmaktadır.
Davalı hakkında açılan bu dava, 4721 sayılı Yasanın 369.maddesi kapsamında olup, aile başkanının sorumluluğu esasına dayanmaktadır.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4/1. maddesi; 4721 sayılı Medeni Kanun’un İkinci Kitabı’ndan Üçüncü Kısım hariç olmak üzere (TMK.md.118-395, 5133 sayılı Kanun md.2-3) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi’nde bakılacağını hükme bağlamıştır.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, davaya aile mahkemesinde bakılması gerektiği gerekçesi ile, dava dilekçesinin görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu işin esası hakkında bir karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir " şeklindedir, mahkemece bozma kararına uyularak görevsizlik kararı verilmiş, dava dosyası görevli Aile Mahkemesine gönderilmiştir .
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine,
Davacı... in maddi tazminat talebinin kabulü ile 108,750,10 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 30/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı... "e velayeten davacılar ... ve ... e verilmesine,
Davacılar ... ve ... in maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 1,331,50 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 29/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar ... ve ... e verilmesine fazlaya ilişkin taleplerin reddine ,
Davacıların manevi tazminat taleplerinin kabulü ile... için 10.000,00 TL ... için 5,000,00 TL ... için 5,000,00 TL olmak üzere manevi tazminatların olay tarihi olan 30/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Mahkemece, hükme dayanak alınan meslekte kazanma gücü kaybına ilişkin bilirkişi raporunun ... uzmanı bir hekim tarafından hazırlandığı anlaşılmaktadır.
2659 sayılı ... Kurumu Kanununun 16/2 maddesi (c) bendi gereğince ... Kurumu 3.İhtisas kurulu "meslekte kazanma gücü kaybı" hususunda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle görevli kılınmıştır. Şu halde, meslekte kazanma gücü kaybı konusunda ... Kurumundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekecektir. Daha sonra ise uzman bilirkişiye hesap raporu hazırlatılarak görülen maddi zarar tespit ettirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2-) Ev başkanı özen ve gözetim görevini yerine getirmemesinden dolayı üçüncü kişilerin uğradığı zararı tazminle sorumludur ve bu sorumluluk hukuksal nitelikçe kusursuz sorumluluktur. Dolayısıyla, ev başkanının bu sorumluluktan kurtulabilmesi ancak, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle küçüğü gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmesi ile mümkündür. Bu nedenle davalıların olayda kusurlu olmadıkları yönündeki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir .
3-) Diğer konuların bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda 1. bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, 2. bentte yazılı nedenlerle kusura yönelik temyiz itirazlarının reddine, 3. bentte yazılı nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.