3. Hukuk Dairesi 2017/16323 E. , 2018/11696 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ..., ... mahallesi, 290 ada ,24 parsel’de kain Yedikümevler 400 m2 yüzölçümündeki 161/1 numaralı yapı ve arsasının davalı tarafından kendisine satılarak parasının alındığını ve buna karşılık tapu tahsisi belgesi verildiğini, yapının elektrik ve suyunun bağlandığını,kendisinin yapı ve arsasını zilyet etmeye başladığını, imar ıslah planları yapıldıktan sonra taşınmazın tapusunun verilmesi gerektiğini, anılan planların yapıldığını, ancak davalının tapuyu vermediğini,bu nedenle ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2012/79 Esas sayılı davayı açarak tapu talebinde bulunduğunu ancak bu mahkemece talebin reddedildiğini,ödemiş olduğu paranın rayiç değeri kadar davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş;18.08.2015 tarihli dilekçesi ile de dava değerini 124.880,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı,derdestlik itirazı bulunduğunu, ayrıca davaya konu taşınmazın Belediye adına tapulu olup Hazine ile ilgisi bulunmadığını, lehine tazminat ödemekle yükümlü tarafın kurumları olmayıp tapu tahsis belgesini düzenleyen dava dışı ... Belediyesi olduğunu,bu nedenle husumet yönünden davanın reddi gerektiğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,davacı ..."un tapu tahsis belgesi düzenlenmesi sırasında ödediği 300 Eski TL"nin güncellenmiş değeri olan 620,73 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Somut olayda;evveliyatında 28.01.1970 tarihinde kadastroda dava dışı Belediye adına kayıt ve tescil edilen davaya konu 290 ada 24 parsel’de kain taşınmazın dava dışı ... Belediyesi tarafından 2981 sayılı yasa uyarınca davacıya 13.11.1987 tarihinde tahsis edildiği,dosya kapsamında yer alan ... 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/79 Esas-2013/980 Karar sayılı dosyasında yer alan ‘’taahhüt senedi’’ başlıklı belge içeriğinde bu taşınmaz için 300.000(üçyüz bin) Liranın 2981 sayılı yasanın 9/b maddesi ve aynı yasa gereğince kurulan fonun harcama esaslarını düzenleyen yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca en geç 4 yıl içinde ve 12 taksitte ‘’... Emlak Kredi Bankası’ndaki ‘’ fon hesabına yatırmayı davacının kabul ve taahhüt ettiği anlaşılmaktadır.Bu itibarla,dosya kapsamında yer alan ödeme dekontlarından da anlaşılacağı üzere davacı tarafça dava dışı Belediyenin yönlendirmesi ile ilgili taşınmaz için belirlenen 300.000(üçyüz bin) eski TL’nin davalı Hazine hesabına ödendiği kuşkusuzdur.
Bir kamu kurumu olan dava dışı Belediyenin; davacıya arsa tahsis edileceği yönünde güven aşılamak suretiyle, tahsis edilecek arsa karşılığında dosya kapsamındaki dekontlar ve diğer belgeler ile de sabit olduğu üzere davacıdan davaya konu edilen bedeli aldığı,bu bedelin ilgili ‘’taahhüt senedi’’ başlıklı belgeden de anlaşılacağı üzere dava dışı Belediyenin yönlendirmesi ile davalı Hazine hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır.İşlemin bir tarafı kamu kurumu, diğer tarafı da dar gelirli vatandaştır. Vatandaşın kamu kurumlarına olan güven ve inancı korunmalıdır. Arsa tahsisi yapılacağı ilanına güvenerek dava dışı Belediyenin yönlendirmesi ile davalıya para yatıran davacı, belediye ile olan bu ilişkide edimini yerine getirmiş,dava dışı Belediye ise edimini yerine getirmemiştir.Dava konusu edilen bedelin ise davalı Hazine hesabına girdiği açık olmakla,eldeki davada davacının gerçek zararının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği açıktır.Arsa tahsisi için yapılan sözleşme geçerli olup, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerini isteyebilir.
Bu durumda mahkemece; tahsis edilen taşınmaza yakın bölgelerden ve ifanın imkansız hale geldiği tarihe yakın zaman içinde yapılan benzer yözölçümlü taşınmazların satışlarını bildirmeleri için taraflara imkan tanınmalı, gerektiğinde re"sen emsal temini yoluna gidilerek, bu emsallerde dikkate alınarak tahsis edilmesi planlanan taşınmazın rayiç değerinin mahallinde yapılacak keşif ile yeniden bilirkişi kurulu eşliğinde inceleme yapılarak denetime elverişli, bilimsel verilere uygun alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı vekili yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.