3. Hukuk Dairesi 2017/10854 E. , 2018/11715 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalının oğlu olan ..."ın...Tarım Kredi Kooperatifindeki borcuna kefil olduklarını ve ... isimli şahsın 22.242,980 TL olan borcunu kendilerinin ödediğini, davalının oğlunun bu borcuna karşılık olarak eşinden kalan yerlerden birisi olan ... Köyü 107 ada 39 parselde kain taşınmazın davacılara devri konusunda anlaştıklarını, buna ilişkin sözleşme yaptıklarını, ancak davalının tapu devrini yapmadığını, dava konusu taşınmazın bedelinin tespit edilerek fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL"nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacıların, oğlunun borcunu kendilerinin ödediğini söylediklerini, kendisi de iyi niyetle engel mıntıkasında bulunan tarlayı ekin dediğini, bu sırada kendilerine bir kağıt imzalattıklarını, içinde ne yazdığını bilmediğini, kendisinin 74 yaşında olduğunu, unutkan bir insan olduğunu, kendisine vasi atanması için dava açıldığını, bu şahısları kendisinin borçlandırmadığını, iyi niyetli olarak tarlayı ekin dediğini, ancak diğer çocuklarının bunu kabul etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; anlaşma metni bağış olarak kabul edilse bile TBK 288/2 md.si gereğince resmi yazılı şekilde düzenlenmiş taşınmaz bağışı bulunmadığından geçerli bir sözleşme olmayıp buna dayanak işlerde bulunmayıp haksız iktisap kurallarına göre ise bir ödeme bulunmadığından, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından; tarihsiz sözleşme ile davalının oğlunun davacılara olan 22.000,00 TL borcu için dava konusu taşınmazı davacılara devretmeyi kabul ettiği, ölümü halinde mirasçılarının sorun çıkarması durumunda başka bir taşınmazı davacılara bağışladığı, sözleşmenin davacılar, davalı, şahit ... ve köy muhtarı tarafından imzalandığı, altına muhtarlığın mührünün basıldığı ve davalının imza inkarında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK"nun 706, TBK"nun 237. (BK."nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 195. ve devamı maddelerinde borcun üstlenilmesine ilişkin düzenlemeler yer almakta olup 196/1. maddesinde, borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle olacağı hüküm altına alınmış ve borcun üstlenilmesi sözleşmesi resmi yazılı şekil şartına bağlanmamıştır.
O halde, mahkemece, davalının dava konusu sözleşme ile TBK"nın 195. ve devamı maddeler gereği üçüncü kişinin borcunu üstlendiği ve imzayı inkar etmediği dikkate alınarak işin esasına girerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.