3. Hukuk Dairesi 2017/10853 E. , 2018/11716 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılar ile oto satış mukavelesi yaptıklarını, bu sözleşmeye göre Fiat 2011 model beyaz ... plakalı kamyonetin 33.250,00-TL bedel karşılığında ve 3.250,00-TL sinin satış sırasında kalanı 12 taksit halinde ödemek suretiyle satışının kararlaştırıldığını, sözleşme sırasında davalılara 3.250,00-TL ödediğini, fakat ödemeye rağmen arabanın kendisine verilmediğini, bu sebeplerle davalıların ... 1.İcra Müdürlüğünün 2014/9650 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; dava konusu aracın satımı için ..."dan aldığı vekaletname ile 15.12.2012 tarihinde davacı ile sözleşme yaptığını, peşinat olarak 3.250,00-TL aldığını, geri kalan kısımların taksitler halinde ödeneceğinin belirlenmesine rağmen ödenmediği, aracın aynı gün davacıya teslim edildiğini, davacının aracı 09.05.2014 tarihine kadar kullandığını, bedelini ödemediğini, bu sebeple bu tarihler arasında geçen süreye ilişkin kira kullanım bedeli talebinde bulunduklarını ve çıkan bedelin mahsup edilmesini talep ettiklerini, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye davacı yanın uymadığını, bu sebeple sözleşmenin geçersiz olduğunu, sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle davacı tarafın ödemiş olduğu bedelin iadesini talep edemeyeceğini, aynı taraf, konu, sebep ile ilgili olarak ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/235 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacının aynı sebep ile ilgili olarak iki ayrı dava açtığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; derdestlik nedeniyle 6100 Sayılı HMK.nun 114/1-ı ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, davacının ticari araç (kamyonet) satım sözleşmesi ile ikinci el araba satışı işi ile uğraşan davalıdan kamyonet satın aldığı ancak davalıların sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmemeleri nedeniyle ödenen satış bedelinin tahsili için davalılar aleyhine yapılan icra takibine davalıların itirazının iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 08.08.2014 tarihinde açılmıştır.
TTK"nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda..."sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12.maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1.fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki "çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır" şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: "Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar" ve TTK"nun 19. maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır" hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; taraflar arasındaki ticari araç (kamyonet) satım sözleşmesi ile davacının ikinci el araba satışı işi ile uğraşan davalıdan kamyonet satın aldığı, gerçek kişi olan davacının TTK hükümlerine göre tacir sıfatına haiz olup olmadığının araştırılarak, tacir olması halinde uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevi içinde olduğu, tacir sıfatını haiz olmadığında ise uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davanın görülmesi gerekir.
O halde mahkemece, davanın taraflarının tacir olup olmamasına göre uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olması halinde görevsizlik kararı verilmesi, değilse Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması gözetilerek davaya devam edilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek gerekli araştırma yapılmadan hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-)Bozma kapsamına göre davalının sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.