Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1615
Karar No: 2021/1843
Karar Tarihi: 29.03.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/1615 Esas 2021/1843 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/1615 E.  ,  2021/1843 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabül kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalılar vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil ve tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ..."un 33690 ada 4 parsel, 39659 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarını kız çocuklarından mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak davalılara devrettiğini, 39659 ada 4 parsel, 42296 ada 4 parsel, 264 ve 265 parsel sayılı taşınmazların ise mirasbırakan tarafından satın alınarak davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek, 33690 ada 4 parsel, 39659 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden miras payları oranında tapu iptal ve tescile, aksi halde tenkise, diğer taşınmazlar yönünden ise tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, devirlerin bedeli karşılığında yapıldığını, muvazaanın olmadığını, saklı payların ihlal edilmediğini, bu nedenle tenkis de talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulüne, saklı payların ihlal edilmediği gerekçesiyle tenkis isteği yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; "... bilindiği üzere, tapu iptali ve tescil davaları kayıt maliklerine karşı açılır. Somut olayda ise, dava tarihi itibariyle davalı ..."nin 39659 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarda kayıt maliki olmadığı açıktır. Ayrıca, belirtilen iki taşınmazda mirasbırakan pay (111/186) temlik ettiği halde taşınmazın tamamı temlik edilmiş gibi hüküm kurulmuştur. Hal böyle olunca, çekişme konusu 39659 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ... yönünden husumetten ret kararı verilmesi, bahse konu taşınmazlarda mirasbırakanın 111/186 pay devrettiği gözetilerek bu pay yönünden
    davalıların miras payı oranında kabul kararı verilmesi ve 39659 ada 4, 42296 ada 4 parsel, 264 ve 265 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tenkis isteği reddedildiğini göre davalılar lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece 39659 ada 4 parsel, 42296 ada 4 parsel, 264 ve 265 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tenkis iddiası ispatlanamadığından davanın reddine, 33690 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacıların miras payları oranında adlarına tesciline, 39659 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davanın davalı ... yönünden kabulü ile devre konu 111/186 pay yönünden tapu kaydının iptali ile davacıların miras payları oranında adlarına tesciline, diğer davalı ... yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak, 39659 ada 4 parsel, 42296 ada 4 parsel, 264 ve 265 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 33690 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile 39659 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalı ... bakımından ise husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine,
    Davacıların temyiz itirazları ile davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Hemen belirtilmelidir ki; mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. " Usuli kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09.05.1960 günlü 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı).
    "Usuli kazanılmış hak" kurumunun bir çok hukuk kuralında olduğuğu gibi, özellikle kamu düzeni düşüncesi ile Yargıtay içtihatlarıyla getirilmiş istisnaları bulunmaktadır.
    a-) Mahkemenin bozmaya uymasından sonra bir İçtihadı Birleştirme Kararı çıkarsa, bu yeni İçtihadı Birleştirme Kararının mahkemede ve Yargıtay"da görülmekte olan bütün işlere uygulanması gerekir. Buna karşı usuli kazanılmış hak iddiasında bulunulamaz. (09.05.1960 ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı).
    b-) İçtihadı Birleştirme Kararında olduğu gibi, bozmadan sonra yürürlüğe giren ve geçmişe etkili bir yeni yasa karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla meydana gelen usuli kazanılmış hak, hukukça değer taşımaz.
    c-) Benzer şekilde; uygulanması gereken bir yasa hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilirse, artık usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (Hukuk Genel Kurulunun 21.01.2004 günlü, 2004/10-44 E, 19 K.)
    d-) Bu sayılanların dışında ayrıca, görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi, "kamu düzeni" ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001)
    Usuli kazanılmış hak olarak tanımlayabileceğimiz bu hal usul hukukukun vazgeçilmez temellerinden birisi olup, kamu düzeni ile ilgilidir. Ne var ki, usuli kazanılmış hak kuralının istisnalarından birisi de maddi yanılgıya dayalı bozma kararına uyulmuş olmasıdır.
    Bu kapsamda vurgulanmalıdır ki, maddi hataya dayalı olan bir bozma kararına uyulmuş olunması halinde usuli kazanılmış hakka değer verilmesi mümkün değildir. Maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmuş olması itibariyle kazanılmış hakkın bulunmadığından söz edilebilmesi için ancak Yargıtay Dairesinin vardığı sonuç, her türlü değer yargısının dışında, hiçbir suretle başka biçimde yorumlanamayacak tartışmasız ve açık bir maddi hata olarak belirlenmelidir.
    Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar veya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 12.07.2006 gün ve E:2006/4-519, K:527; 31.05.2006 gün ve E:2006/10-307, K:337; 10.05.2006 gün ve E:2006/4-230, K:288; 04.03.2009 gün ve E:2009/10-34, K:104; 14.07.2010 gün ve E:2005/8/368, K:2010/385 sayılı ilamı)
    Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında da, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda, usulünce dosyada delil olarak dayanılan ve uyuşmazlığın esasına etkili olacak bir belge veya delilin incelenmesinde veya bunlara benzer durumlarda, yapılan inceleme sırasında gözden kaçma veya yanlış algılama sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar ve maddi gerçeğin göz ardı edilmesi, yargıya duyulan güven ve saygınlığı, adalete olan inancı ve daha da ötesinde Anayasa ile korunan "Hukuk Devleti" ilkesini sarsacaktır.
    O nedenledir ki; Yargıtay, bugüne değin maddi hatanın belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş; yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltilmesini kabul etmiştir. (Aynı yönde bakınız: Hukuk Genel Kurulunun 13.04.2011 gün ve E:2011/9-72, K:2011/99 sayılı kararı) ve nitekim, Hukuk Genel Kurulu"nun 23.10.2002 gün ve E:2002/10-895, K:2002/838; 02.07.2003 gün ve E:2003/21-425, K:2003/441; 13.04.2011 gün ve E:2011/9-72, K:2011/99 sayılı ilamları, yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 15.03.1972 gün ve E:1968/1-277, K:176; 01.03.1995 gün ve E:1995/7-641, K:117; 23.01.2002 gün ve E:2001/1-1010, K:2002/1; 12.07.2006 gün ve E:2006/4-519, K:527; 04.11.2009 gün ve E:2009/13-370, K:2009/480; 13.03.2013 gün ve 2013/5-10, 2013/348 E.K sayılı kararları; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, İstanbul 2001, Cilt 5, sayfa 4771 vd.)
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davaya konu 39659 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının mirasbırakan Ziya tarafından devrolunduğu, bozma ilamında maddi hata ile 111/186 pay devredildiği gözetilerek bu pay üzerinden hüküm kurulması gereğine işaret edildiği ve mahkemece Dairenin bozma ilamına uyularak 39659 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamı üzerinden iptal tescile karar verilmesi gerekirken 111/186 pay üzerinden hüküm kurulduğu görülmektedir. Daire kararında belirtilen pay miktarı maddi hataya dayandığından usuli kazanılmış hakkın istisnası olacaktır.
    Öte yandan, dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen değerleri üzerinden harç tamamlanarak buna göre yargılama gideri ile bu kalemden sayılan vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken kabul ve ret oranları gözetilmeksizin hatalı olarak yargılama giderlerine hükmedilmesi, reddedilen taşınmazlar ile ilgili olarak da davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da hatalı olmuştur.
    Hal böyle olunca, 39659 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının mirasbırakan Ziya tarafından devredildiği gözetilerek davacıların miras payları oranında iptal tescile karar verilmesi, taşınmazların keşfen belirlenen değerleri üzerinden Harçlar Kanunu"nun 30 vd. mad. gereğince eksik harcın tamamlanması ve 6100 sayılı HMK"nun 326. maddesine uygun olarak yargılama gideri ile bu kalemden sayılan vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların ve davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacılara ve temyiz eden davalılara geri verilmesine, 29/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi