3. Hukuk Dairesi 2017/1193 E. , 2018/11731 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; bayram tatilini geçirmek üzeri il dışına çıktığını bu sırada borcu olmamasına rağmen ... Elektrik yetkililerinin elektriğini kestiğini buzdolabındaki yiyeceklerin bozulduğunu, sinen koku nedeniyle buzdolabının kullanılamaz hale geldiğini, durumu haber alınca eşi ve çocuklarıyla tatillerini yarıda kesmek zorunda kaldıklarını ve koku nedeniyle oturulamaz hale gelen evi temizlemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek, 1.500,00 TL maddi 1.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, elektrik kesintisi yapılmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere maddi zarar nedeniyle manevi tazminat istenemeyeceğini, sorumluluğun yüklenici ... Ltd. Şti. ünvanlı şirkete ait olduğunu, ayrıca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının elektrik kesintisi yapıldığına dair iddiasını ispat edemediği, hasarın ve zarar net tutarının rakamsal değerinin belirlenmesi bakımından hüküm kurmaya elverişle delillerin sunulmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava; usulsüz elektrik kesintisi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davalı, mahkemenin görevsiz olduğuna dair itirazda bulunmuş, mahkemece ön inceleme duruşmasında dava şartlarının tam olduğu tespitine yer verilerek, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla işin esasına girilerek karar verilmiştir.
Bu noktada, öncelikle çözümlenmesi gereken husus davaya bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğudur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder, şeklinde tanımlanmıştır.Aynı yasanın 23.maddesinde ise " bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağı" hüküm altına alınmıştır.
Bir hukuki işlemin Tüketici Yasası kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; kanunun amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Yukarıda yazılı yasal hükümler ile açıklamalar ışığında, somut uyuşmazlık incelendiğinde; dava konusu olayın meydana geldiği yere ilişkin olarak davacı ile davalı arasında, abonelik sözleşmesi akdedildiği, abone grubunun mesken olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin Tüketici Kanunu kapsamında kaldığı ve davacının da 4077 sayılı yasa kapsamında, ""tüketici"" tanımına uyduğu açık olup, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
Bu itibarla; mahkemece, o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden, işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince re"sen BOZULMASINA, ikinci bentte açıklandığı üzere davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.