3. Hukuk Dairesi 2016/20640 E. , 2018/11800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak-ecrimisil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar (karşı davalılar) vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 20.11.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacılar (karşı davalılar) vekili Av.... ile davalı (karşı davacı) vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalının muris muvazaası nedeniyle açtığı tapu iptal ve tescil davası sonucunda, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 19/12/2011 tarihli 2010/100 E. 2011/817 Karar sayılı ilamı ile 222 ada 3 parselde kayıtlı arsanın, davacıların hisselerinin davalının miras hissesi oranında iptal edilerek davalı adına miras hissesi oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, söz konusu kararın kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın muris tarafından dava dışı 3. kişiye 11.11.1996 tarihinde boş arsa olarak satıldığını, üçüncü kişiden taşınmazı tapuda devralan davacıların arsa üzerine bina yaptıklarını, davacılar tarafından yaptırılan, tapu kaydında dahi kayıtlı olmayan ancak arsa üzerinde fiilen var olan arsa üzerindeki bina nedeniyle davalının, kendisine tekabül eden miras hissesi oranında sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 250.000 TL"nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı cevabında; davacıların taşınmazı alacak ekonomik güçleri bulunmadığı gibi üzerine bina yapacak gelirlerin de bulunmadığını, binanın muris tarafından yaptırıldığını savunarak davanın reddini savunmuş; cevap dilekçesi ile birlikte açtığı karşı davasında ise; tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiğini, davacıların zilyetliğinde bulunan söz konusu taşınmaz nedeniyle senelerdir kira geliri elde ettiklerini, yasal hakkı olan kira bedellerinin tamamının davacılar tarafından tahsil edildiğini ileri sürerek geriye dönük beş yıllık kira bedellerinin faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; binanın muris malı olmayıp, davacıların katkılarıyla yapıldığının sabit görüldüğü, davalının bina değerinden hissesine düşen miktarca sebepsiz zenginleştiği davalı-karşı davacının binanın değerinden hissesine isabet eden 181.935,00 TL"yi davacılar- karşı davalılar ... ve ..."a dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödemesi gerektiği, davalı-karşı davacının talep ettiği ecrimisil bedeli koşullarının oluşmuş olduğu; muris malının davacılar karşı davalılar tarafından kullanılarak gelir elde ettikleri, dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık kira bedellerinin davalı-karşı davacının hissesine düşen ecrimisil bedelinin davacılar- karşı davalılardan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile; 181.935,00 TL bina bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan tahsil edilerek, davacı-karşı davalılara verilmesine, karşı davanın kabulü ile; toplamda 87.083,33 TL ecrimisil bedelinin 2009 tarihinden itibaren her yıl sonu itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalılardan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Asıl dava; paylı mülkiyete tabi taşınmaza davacılar tarafından yaptırıldığı iddia edilen bina nedeniyle, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca, payı oranında davalı paydaştan tahsili istemine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşmede bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhinde çoğalması gerekir. Yani zenginleşme fakirleşmenin karşılığı olmalıdır. Başka bir anlatımla aralarında illiyet bağı bulunmalıdır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Yargıtay"ın bu yönde yerleşmiş uygulamasına göre; elbirliği veya paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda, ekonomik yönden zenginleşmenin ve fakirleşmenin, taşınmazın şuyunun satış ücretiyle giderildiği anda gerçekleştiği kabul edilmektedir.Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir.
Somut olayda; asıl davanın davacıları tarafından, davalıya karşı açılmış ortaklığın giderilmesi davası bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davaya konu taşınmaz satılarak bedeli taraflar arasında paylaşılmadığı için davalının da henüz zenginleşmediği dikkate alınarak asıl davanı davacılarının davasının hukuki yararları bulunmadığından dava şartı yokluğu gerekçesi ile reddine karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Karşı dava; muris muvaazası nedeniyle tapu ipt... ve hisse oranında davacı adına tescil nedeniyle ecrimisil talebine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.02.1990 gün ve 1989/3-602, 1990/56 sayılı kararında kabul edildiği gibi murisin, mirasçılardan mal kaçırmak maksadıyla yaptığı muvazaaya dayanan devir ve temlikler geçersiz olduğundan, davaya konu taşınmazları o şekilde iktisap eden davalıların bu taşınmazdaki işg... iyiniyetli sayılmaz ve dolayısıyla kendisinden mal kaçırılan mirasçı davacı ecrimisil isteyebilir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ecrimisil bedeli hesaplanırken taşınmazın üzerinde bulunan bina dikkate alınarak hesap yapılmıştır. Somut olayda, dava konusu taşınmazın, tapuda arsa niteliği ile kayıtlı olduğu görülmektedir. Taraflar arasında, dava konusu ana taşınmaz üzerindeki binanın davalılar tarafından kiraya verildiği husunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, taşınmaz üzerindeki binanın kim tarafından yaptırıldığı konusundadır.
Bu durumda mahkemece, ecrimisile konu karşı davanın tefriki ile; öncelikle dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın kim tarafından yaptırıldığının belirlenip, davalılar tarafından yaptırıldığı sonucuna varılır ise, davacının arsa payı üzerinden hesaplanacak ecrimisil bedeline hükmetmek gerekirken bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma nedenine göre, davacılar-karşı davalılar vekilinin ve davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı-karşı davacı yararına, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı-karşı davalılar yararına BOZULMASINA, üçüncü bendde açıklanan nedenle davacılar-karşı davalılar vekilinin ve davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yek diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek h...nde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.