8. Hukuk Dairesi 2010/3052 E. , 2010/5886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... mirasçıları kayyımı Mal Müdürü Nurettin Meydan, dahili davalı Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.02.2010 gün ve 536/104 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı kayyımı ve dahili davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar ... ve müşterekleri vekili tarafından, davalılar Hazine,... oğlu ... mirasçıları kayyımı Ünye Mal Müdürü Nurettin Meydan aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulüne ilişkin hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay ilamında belirtilen nedenlerden ötürü bozma sevk edilmiş, uyulan Yargıtay bozma ilamı sonunda davacıların davasının kabulü ile Çatalpınar köyü 118 parselin ... mirasçıları üzerindeki tapu kaydının iptali ile davacılar ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, ... mirasçıları kayyımı ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.nun 713/2. maddesine dayalı olarak tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.
Dairemizin 02.04.2007 günlü ilamında kısaca davacılar vekiline TMK.nun 713/2. maddesinde yazılı hangi sebebe dayandığının açıklattırılması, dayanılan sebep bakımından taraf teşkilinin yapılması, buna göre iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanması sonucuna göre karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozma sevk edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Kayıt malikinin mirasçı bırakmadan öldüğünün belirlenmesi veya mirasçılarının kimler olduğunun belirlenememesi halinde son mirasçının Hazine olduğu ve terekenin Devlete kalacağı, ispat yükünün davacı tarafta ait olduğu düşünülmeden kayıt maliki görünen “... mirasçılarına” mahkemece kayyım tayin ettirilerek taraf teşkili yapılmaya çalışılması, TMK.nun 713/2.maddesine dayanılarak açılan davalarda kayyım tayininin yeri bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmamıştır. Bu şekilde taraf teşkilinin sağlandığından sözedilemez. Davacılar vekili bozmadan sonra 8.7.2008 tarihli dilekçesinde, davada hem maliki tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamaması, hem de ölüm sebebine dayandıklarını, ...’in hangi tarihte öldüğünün ve mirasçılarının kim olduğunun bilinmediğini açıklamıştır. Davacı taraf her ne kadar Hasan Fahri Güler’in hangi tarihte öldüğünün belli olmadığından bahsetmekte ise de; yapılan tespite göre kayıt maliki “...” değil “... mirasçıları” olduğuna göre ...’in ölüm tarihinin davada bir önemi bulunmamaktadır. Ayrıca davada ... mirasçılarının öldüklerine ilişkin herhangi bir iddia da ileri sürülmemiş aksine ...’in öldüğü ve tesbit maliki olarak yazılı mirasçılarının kim olduklarının bilinmediği iddia edilmiştir. Davacılar vekili, 8.7.2008 tarihli dilekçesinde her iki nedene de dayandıklarını açıklamış ise de, gerek dilekçedeki açıklamalar gerekse dosya kapsamına göre davacı tarafın TMK.nun 713/2. maddesinde yazılı nedenlerden “…Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” sebebine dayandığının kabulü gerekir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın malik hanesinde yazılı ...’in ve bu şahsın mirasçılarının kim olduğunun yapılan araştırmalara rağmen tespit olunamadığı, 1953 yılında tapuda herhangi bir intikal işlemi yapılmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır.
TMK.nun 713/2.maddesindeki “... Malik"in tapu kütüğünden anlaşılamaması...” hali taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (Yargıtay HGK. nun 10.4.1991 tarih, 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılmadığı sonucuna varılabilir. Uyuşmazlık konusu 118 parsel Teşrinisani 1341 tarih 23 ve Teşrinisani 1943 tarih 20 sıra numaralı tapu kayıtları uygulanarak ... oğlu ... mirasçıları adına tespit ve tescil edilmiştir. Dosya arasında bulunan dayanak Teşrinisani 1341 tarih 23 numaralı tapu kaydının iktisap sebebinde; “…Hacı Çakır efendinin ziraatinde iken satışından ... ağazade.... Bey ve …” yazılıdır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar da beyanlarında ; “…dava konusu taşınmaz kısmının Hasan Fahri’ye ait olduğu bilinir ve konuşulurdu ama ... ...’yi hiç görmedik, bu kısma Hasan Fahri’nin yeri denirdi…” demek suretiyle ...’nin yaşamış biri olduğunu ifade etmişlerdir. Yapılan tespitin de kanun anlamında tapu kütüğünden kim olduğu belirlenen “...” adına değil “... mirasçıları” adına yapıldığı dikkate alındığında TMK. nun 713/2. fıkrasında belirtildiği anlamda “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kişi” sebebine ilişkin koşulların eldeki davada gerçekleşmediği açıktır. Tam aksine tapu kaydındaki açıklamalara göre gerek Hasan Fahri’nin gerek mirasçılarının kanun anlamında bilinen kişi olduklarının kabulü gerekir. Saptanan somut ve hukuki olgular karşısında davanın maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan sebebine dayanılarak açıldığı dikkate alındığında az yukarıdaki açıklamalar da gözetilerek mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
... mirasçıları kayyımı ve Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı görülen hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.