(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2020/2294 E. , 2020/7673 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... ... Arama Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için ... Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı kuruma ait Soma sondaj kampında sondaj işçisi olarak 08.06.2005-22.10.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, çalışmasını taşeron şirketler nezdinde sürdürdüğünü, iş akdinin haklı neden gösterilmeksizin feshedildiğini, işyerinde 3 vardiya halinde çalışıldığını, ayda bir kuyu bitimi olup kuyu bitimi nakliyesinde ayda ortalama 5 saat fazla çalışma yapılmasına rağmen karşılığında ödeme yapılmadığını, dini bayramların 2 günü ile resmi tatillerin tamamında çalışmasına rağmen karşılığının ödenmediğini, yıllık izinlerinin bir kısmını kullanmadığını belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti ve fazla çalışma ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı kurum vekili, davacının ...aramaları sondaj kampında 08.06.2005-22.10.2012 tarihleri arasında belirli aralıklarla 657 sayılı Kanun"un 4/c maddesine göre geçici personel statüsünde çalıştığını, çalışmasını taşeronlar nezdinde sürdüğünü belirterek husumet itirazında bulunmuş, davanın alt işverenlere ihbar edilmesini talep etmiş, davacının geçici personel olarak çalıştığı sürenin alt işveren şirketlerde geçen süre ile birleştirilemeyeceğini ve bu sürelerde işçi sayılmadığından iş kanununda belirlenen diğer kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ve genel tatil ücretinden yararlanılmasının mümkün olmadığını beyanla davacının İşçilik hak ve alacaklarından idarenin sorumlu olmadığını, bu hususta münhasıran taşeron şirketlerin sorumlu olduğunu, idarenin asıl işveren sıfatından söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili ise davacının iş akdinin davalı kurumun isteği üzerine sonlandırıldığını, kıdem, ihbar ve yıllık izin ücretinin ödendiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemiz 07.07.2017 tarihli 2017/7198 esas 2017/16642 karar sayılı ilâmıyla, davacının 4/C"li kapsamda çalışma süresi tam olarak tespit edilerek işçilik alacaklarına dair tüm sürelerin hesabında dışlanması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalılar vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 28.05.2018 tarihli 2018/3974 esas - 2018/13253 karar sayılı ilamı ile, Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gereklerinin eksiksiz yerine getirilmediği, Mahkemece davacının 657 sayılı Kanun"un 4/C maddesi kapsamındaki çalışma süresinin tam olarak tespitine yönelik herhangi bir araştırma yapılmadan dosya kapsamına göre karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı tarafın davacının 08.06.2005-12.10.2005, 01.01.2007-31.05.2007, 01.01.2008-29.02.2008, 01.01.2009-24.03.2009, 01.01.2010-10.01.2010. tarihleri arasında toplam 1 yıl 2 ay süreyle 657 sayılı Kanun"un 4/C maddesi kapsamında geçici personel olarak çalıştığına dair savunması karşısında söz konusu döneme ilişkin ilgili sözleşmeler getirtilerek ve gerekli araştırma yapılarak davacının 4/C"li kapsamda çalışma süresi tam olarak tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ikinci defa bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
Somut uyuşmazlıkta, kısa kararın,
1. fıkrasında “6.533,22 TL brüt” kıdem tazminatına, 3. fıkrasında “1.645,98 TL brüt” yıllık izin ücretine hükmedildiği halde, gerekçeli kararın,
1. fıkrasında “7.088,03 TL Brüt” kıdem tazminatına, 3. fıkrasında “2.273,02 TL brüt” yıllık izin ücretine hükmedilmesi açık bir çelişki oluşturmaktadır.
Yukarıda açıklanan ilke ve esaslara uyulmadan, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılarak karar verilmesi bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.