3. Hukuk Dairesi 2018/5188 E. , 2018/11856 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, düğünde kendisine hediye edilen 20 gram 22 ayar 20 adet balıksırtı altın bilezik, 70 gram 22 ayar 1.5 metre uzunluğunda baklalı altın zincir, 1 adat çerçeveli beşi bir yerde, 4 cumhuriyet altından oluşan ziynet eşyaları ile yine evlilik birliği içerisinde çalışarak elde ettiği 10 adet 22 ayar adan burması bilezik, 20 çeyrek altın, 1 çift küpe, 3 adet altın yüzükten oluşan ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde ev alımı ve araba alımı sırasında harcandığını belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde fiili ödeme günündeki rayiç bedel üzerinden şimdilik 10.000,00 TL"nin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, evi alırken arabasının satışından elde edilen parayı ve yine babasının hesabında bulunan parayı kullandığını, davacıya düğünde iddia ettiği kadar altın takılmadığını, düğünde takılan altınların bir kısmının davacının rızasıyla ihtiyaçlar için harcandığını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının ziynet eşyalarına ilişkin 1 adet 75 gr 18 ayar 1,5 m zincir, 1 adet 4,50 gr 14 ayar beşli çerçevesi, 1 adet 22 ayar beşli, 1 adet 2 gram 18 ayar alyans, 1 adet 10 gram 14 ayar çerçeveye takılan zincirin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2016/9744 Esas- 2017/16484 Karar sayılı ve 27.11.2017 tarihli kararı ile “Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, talep olmasına rağmen ziynet eşyaları yönünden bedele hükmedilmeksizin sadece aynen iadeye hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesi, ayrıca hükümde ziynet eşyalarının iadesine dair "aynen ya da bedelinin iadesi" yönünde açık bir ifade yazılmaksızın, HMK 297 maddesine aykırı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 25.04.2018 tarihli son kararında; davanın kısmen kabulüne, 20 adet, adedi 10.00 gr ağırlığında gramı 72,20 TL den 14.440,00 TL değerinde bilezik, 1 adet 18 ayar 2 m uzunluğunda, 56,00 gram ağırlığında gramı 55,50 TL den 3108,00 TL değerinde zincir, 1 adet 22 ayar, 2620,00 TL değerinde beşli, 1 adet 4,00 gram ağırlığında, gramı 42,00 TL den 168,00 TL değerinde beşli çerçevesi,1 adet 18 ayar 4,50 gram gramı 55,50 TL den 249,75 TL değerinde zincir, 1 çift 3 gram ağırlığında gramı 42,00 TL den 126,00 TL değerinde küpe, 1 adet 2,5 gram gramı 55,50 TL 138,75 TL değerinde alyansın aynen davacıya iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde 10.000,00 TL"sinin dava tarihi olan 19/07/2013 tarihinden, 10.850,50 TL sinin ise ıslah tarihi olan 23/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsiline ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- HMK 26.maddesi hükmüne göre mahkeme, tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Taleple bağlılık ilkesi, talep edilmeyene karar vermeme, talep edilenden fazlasına karar vermeme ve talep edilenden farklı bir şeye karar vermeme biçimlerinde mahkeme kararının sınırları belirler şekilde karşımıza çıkmaktadır. Mahkemece dava dilekçesine bakılarak tespit edilecek bu sınırlar, talep edilen hukuki sonuçtur.
Somut olayda davacı, diğer talepleri yanında 22 ayar 70 gram 1,5 metre altın zincir talep etmiş, mahkemece 18 ayar 56 gram 2 metre altın zincirin aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bedeline hükmedilmiştir. Bu anlamda davacının 1,5 metre altın zincir talebi karşısında mahkemece 2 metre altın zincire hükmedilmiş olması taleple bağlılık ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.
O halde mahkemece, davacının ziynet talepleri yönünden taleple bağlılık ilkesi gözetilmek sureti ile 18 ayar 56 gram 1,5 metre altın zincirin değerinin hesaplanarak karar verilmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.