Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/21045
Karar No: 2017/3654
Karar Tarihi: 20.06.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/21045 Esas 2017/3654 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/21045 E.  ,  2017/3654 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.06.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan eşi ...’ın maliki olduğu 421 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no’lu bağımsız bölümü mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ilk eşinden olma davalı kızına temlik ettiğini, yapılan temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu 4 no’lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptalini ve miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
    Davalı, satışın gerçek olduğunu, mirasbırakanın mal kaçırma amacı olmadığını, öte yandan mirasbırakanın ölümünden sonra bankada bulunan parasını davacının aldığını ve bu konuda aleyhine açılan davada aldığı paranın devredilen dava konusu taşınmaza karşılık paylaşım amacı taşıdığını söylediğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişmeli bağımsız bölümün mirasbırakan ile davalının annesinin ortak birikimleri ile alındığı, temlik sonrası mirasbırakanın davalıya ait işyerlerinin kirasını aldığı, temlik karşılığında mirasbırakan tarafından davacı ile ortak hesap açılarak denkleştirme amacı taşındığı ve sonuç itibariyle temlikin bedelsiz yapıldığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ...’ın 09/04/2008 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak 01/12/1983 tarihinde evlendiği ikinci eşi davacı ... ile ilk eşi ...’dan olma davalı kızı ...’ı bıraktığı, mirasbırakanın çekişmeli 4 no’lu bağımsız bölümü intifa hakkını üzerinde tutarak 16/05/1988 tarihinde davalıya temlik ettiği kayden sabittir.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davalı çekişmeli bağımsız bölümü devir alması nedeniyle kendisine ait kiraları mirasbırakanın aldığını savunmuş ise de; Yapı Kredi Bankası’nın cevabi yazılarında davalıya ait hesaptan ATM aracılığıyla nakit çekildiğinin bildirildiği, kimin çektiğinin ise tespit edilemediği, mirasbırakanın anılan kira gelirlerini aldığının somut deliller ile davalı tarafından ispat edilemediği, öte yandan dinlenen tanık beyanları uyarınca mirasbırakanın ekonomik durumunun iyi olduğu ve mal satmayı gerektirecek bir ihtiyacının bulunmadığı, ayrıca çekişmeli 4 no’lu bağımsız bölümün satın alınmasında davalının annesi ...’nın da katkısı olduğu kabul edilmiş ise de; anılan bağımsız bölümün ...’nın ölümünden sonra mirasbırakan tarafından 1983 yılında edinildiği bir bütün halinde değerlendirildiğinde mirasbırakanın ikinci eşinden ziyade ilk eşinden olma kızına mal kazardırmak amacıyla hareket ettiği, yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğu anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesi hatalıdır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi