3. Ceza Dairesi 2016/17212 E. , 2017/9727 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Dairemizin 07/12/2015 tarihli bozma ilamına uyulduğu halde; sanığın tekerrüre esas alınan ilamının suç tarihi olan 12/11/2012 tarihinde sonra uyarlama yargılaması üzerine 04/11/2013 tarihinde kesinleşmiş olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi ve sanığın hapis cezası yerine seçimlik cezalardan adli para cezası ile cezalandırılıp cezalandırılmayacağının yeniden değerlendirilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03.07.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ: Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2012/1372 E, 2013/329 K 18.06.2013 günlü kararı ile yine 2008/250 E 2009/13 K 03.02.2009 gün , 2012/1302 E 2013/309 K 18.06.2013 gün , 2012/1438 E 2013/53 K 12.02.2013 gün , 2006/138 E 2006/137 K 09.05.2006 Esas No : 2016/17212
gün , 2006/134 K 2006/133 K 0.05.2006 gün , 2006/140 E 2006/134 K 09.05.2006 gün , 2006/50 E 2006/56 K 21.03.2006 gün ,2006/39 E 2006/39 K 14.03.2006 gün , 2006/135 E 2006/128 K 02.05.2006 gün , 2007/110 E 2007/120 K 29.05.2007 gün , 2007/111 E 2007/121 K 29.05.2007 gün ,2007/122 E 2007/153 K 19.06.2007 gün , 2011/183 E 2011/304 K 27.12.2011 gün ,2007/276 E 2008/14 K 05.02.2008 günlü kararlarında belirtildiği üzere sanığın sabıka kaydında yer alan geçmiş hükümlülüklerle ilgili olarak sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri uyarınca uyarlama yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamış ise mahkemesince uyarlama yapılmasının sağlanmasının gerekip gerekmediği hususundaki soruya verilen “Ceza Genel Kurulunun 15.05.2012 gün ve 8-193; 20.12.2011 gün ve 215-279; 14.06.2011 gün ve 100-127 ile 14.06.2011 gün ve 60-126 sayılı kararında bu konu çözüme kavuşturulmuştur. Tekerrür nedeniyle şartlı salıverme süresine eklenecek miktarı etkileyebileceği de gözetilerek, sanığın adli sicil kaydında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nun 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren mahkûmiyetlere ilişkin sabıka kaydına konu ilamla ilgili olarak sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri uyarınca uyarlama yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamış ise mahkemesince uyarlama yapılması sağlanarak sonucuna göre sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği düşünülebilir ise de; bu araştırmanın hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında yapılmasının mümkün bulunduğu ve Cumhuriyet savcılığınca tekerrüre esas alınan hükümlülükle ilgili, gerektiğinde mahkemesinden uyarlama yapılmasının istenebileceği kabul edilmelidir. Bu kabul, adli sicil kaydında yer alan ilamların uyarlama yargılamasının sonuçlarının beklenmesi nedeniyle yargılama sürecinin uzamasının, bunun sonucunda da zamanaşımına uğramasının ve sabıkası bulunan sanık ile sabıkasız olan sanıklar arasında yargılama sürecine ilişkin olarak oluşacak adaletsizliklerin önlenebilmesi açısından da gereklidir.
Ancak sanığın sabıka kaydında tekerrüre esas olabilecek hükümlülüğü bulunuyor ve bu ilam ya da ilamlardaki eylemin suç olmaktan çıktığı ya da kabahate dönüştüğü açıkça anlaşılabiliyor ise, o takdirde sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı kabul edilmelidir. Buna karşın, Ceza Genel Kurulunun 07.06.2011 gün ve 132-117 sayılı kararında açıklandığı gibi, sabıka kaydında tekerrüre esas olabilecek bir hükümlülüğü bulunuyor ve bunun da suç olmaktan çıktığı ya da kabahate dönüştüğü şüphesi oluşuyorsa, bu takdirde uyarlama yapılıp yapılmadığının araştırılması ve yapılmamış ise yapılmasının beklenmesi gerekmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.05.2012 gün ve 8-193; 20.12.2011 gün ve 215-279; 14.06.2011 gün ve 100-127; 14.06.2011 gün ve 60-126 ile 07.06.2011 gün ve 132-117 sayılı kararında da aynı hususlar vurgulanmıştır.” şeklindeki açıklamalardan açık bir şekilde anlaşılacağı üzere sanığın uyuşturucu madde Esas No : 2016/17212
ticareti suçundan İzmir DGMnin 765 sayılı TCKnun 403/5-7,59 ve 31. maddeleri uyarınca 28.01.2004 tarihinde verilen 2003/410 esas , 2004/ 415 karar sayılı ilamıyla aldığı 5 yıl ağır hapis ve 276.268.000 TL ağır para cezası ile 3 yıl kamu hizmetlerinden men edilmesine dair cezaların 07.10.2004 tarihinde kesinleşmesi ve suç tarihi itibariyle henüz infaz edilmemesi nedeniyle sanığın mükerrir olduğu, bu ilamın 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCKnun 188/3 maddesi uyarınca uyarlanması neticesinde verilen 4 yıl 2 ay hapis ve 80 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına dair hükmün suç tarihi olan 12.11.2012 tarihinden sonraki 04.11/2013 tarihinde kesinleşmiş olmasının sanığın mükerrir olmamasını sağlamayacağı, yukarıdaki Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararlarında vurgulandığı üzere sabıka kaydında tekerrüre esas olabilecek hükümlülüğün suç olmaktan çıktığı ya da kabahate dönüştüğü şüphesi oluşuyorsa, bu takdirde uyarlama yapılıp yapılmadığının araştırılması ve yapılmamış ise yapılmasının beklenmesi gerektiği, başka bir anlatımla sanığın sabıkasındaki hükümlülüğün suç olmaktan çıkması ya da kabahate dönüşmesi durumda tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı, sanığın uyuşturucu madde ticareti suçunun 5237 sayılı TCK hükümlerine göre suç olmaktan çıkmaması veya kabahate dönüşmemesi nedeniyle sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği, ancak TCKnun 58. maddesine göre sanık açısından 5 yıl hapis ve 276 TL adli para cezası yerine lehe olan 4 yıl 2 ay hapis ve 80 TL adli para cezasının tekerrüre esas alınması gerektiği, Bu itibarla sanığın tekerrüre esas alınan ilamının suç tarihi olan 12/11/2012 tarihinde sonra uyarlama yargılaması üzerine 04/11/2013 tarihinde kesinleşmiş olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesine dair bozma görüşüne katılmıyorum. Kararın onanması gerektiği görüşündeyim.03.07.2017