Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3708
Karar No: 2017/2487
Karar Tarihi: 27.04.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/3708 Esas 2017/2487 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/3708 E.  ,  2017/2487 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/11/2015 tarih ve 2014/222-2015/691 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 25.04.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili kurum ve bağlı iş yerlerine ait muhtelif taşınmaz ve taşınırların tamamının sigortalanması işinin yapılan ihale sonucunda davalı ... şirketine verildiğini, buna göre ... ili ... ilçesinde bulunan 20.000 tonluk çelik silonun 3.890.000 TL bedelle yangın, yıldırım, infilak, deprem, GLKHHKNH, terör, sel ve su baskını, fırtına, kar ağırlığı, dolu, yer kayması, dahili su, duman, enkaz kaldırma masrafları ve taşıt çarpması risklerine karşı 32358119 nolu poliçe ile davalı ... şirketi tarafından sigortalandığını, ayrıca buna ek olarak kapalı depolarda stoklanan 50.000 tona kadar ürünün 30.000.000,00 TL bedelle ilk ateş esasına göre yangın, toz kaplaması, enkaz kaldırma masrafı, yıldırım, infilak, deprem ve yanardağ püskürtmesi, GLKHHKNH, terör, sel ve su basması, dolu, fırtına, kar ağırlığı, yer kayması, dahili su, hırsızlık, emniyeti suistimal, yangın, infilak, mali sorumluluk, duman ve taşıt çarpması risklerine karşı 31517709 nolu poliçe ile davalı ... şirketi tarafından sigortalandığını, 03/10/2011 tarihinde ... tarafından atılan bomba ve açılan ateş sonucunda 32358119 nolu poliçe ile sigorta altına alınan 20.000 ton kapasiteli çelik silolarda hasar oluşmuş olup davalı ... şirketine başvurulduğunu, poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunun ileri sürüldüğünü, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/25 sayılı değişik iş dosyasıyla delil tespit talebinde bulunulduğunu, hasarın belirlendiğini, keşif tarihinden itibaren çeşitli tarihlerde ... tarafından bomba, şarapnel parçası ve açılan ateş ile sigorta kapsamında olan depolama tesislerindeki hasarların devam ettiğini, söz konusu olaylar sonucunda oluşan zararların poliçe kapsamı gereğince davalı ... şirketi tarafından karşılanması gereken teminatlar içerisinde olduğunu, ileri sürülen istisna maddesinin analizi yapıldığı zaman görüleceği üzere savaş, her türlü savaş olayları, istila, yabancı düşman hareketleri, çarpışma kavramlarının bir devletin diğer bir devlet ile olan fiilleri olduğunu, ... devletiyle bir savaş halinin söz konusu olmadığını, istisna maddesinde geçen iç savaş, ihtilal, isyan, ayaklanma ve bunların gerektirdiği inzibati ve askeri hareketler nedeniyle meydana gelen bütün zararlar kısmının ise bir devletin kendi sınırları içerisinde olan olaylar olup dava konusu hasar ve zararların ülkeden kaynaklanan bu tür olaylar sonucunda oluşmadığını, oluşan hasar ve zararların istisna maddesi kapsamında olmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.500.550,94 TL"nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek olan sözleşme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait ... ili, ... İlçesi, ... Caddesi ... Sok. 2/14 .../... adresindeki silo olarak kullanılmakta olan depo ardiye binasının 32358119/2 nolu Klasik Yangın Poliçesi ile 01/03/2012-2013 tarihleri arasında, 3.890.000,00 TL bedel ile poliçe genel ve özel şartları ve ekli klozları dahilinde davalı şirkete sigortalı olduğunu, davacı tarafından ... işyerine ait tesislerde hasar meydana geldiği belirtilerek yapılan başvuru üzerine davalı şirketçe yapılan inceleme neticesinde hasarın 03/10/2012 tarihinde ..."deki iç savaş sebebiyle atılan bomba ve açılan ateş neticesinde meydana geldiğinin tespit edilerek davacıya bildirildiğini, bu hasarın poliçe teminatı dışında bulunduğunu ve müvekkili şirketin sorumluluğunun söz konusu olmadığını, davacı tarafın meydana geldiğini iddia ettiği zarar miktarının da son derece fahiş ve abartılı olduğunu, meydana geldiği bildirilen hadise neticesinde iddia edildiği miktarda bir hasarın meydana gelmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, hasarın meydana geldiği zamanda ... devleti ile savaş, savaş hareketleri, düşman hareketleri ve çarpışma olmadığı gibi iç savaşın ..."de olduğu, isyan, ayaklanmanın ..."de gerçekleştiği, hasarın meydana geldiği yerin Türkiye"de olduğu, o ülke sınırları içerisinde gerçekleşen savaş, her türlü savaş olayları, istila, yabancı düşman hareketleri, çarpışma, isyan ... ve askeri hareketler nedeniyle meydana gelmediği, ..."den atılan bomba sonucu Türkiye sınırlarında hasarın meydana geldiği, poliçe genel şartları A.4.1 bendinde belirtilen hususlar içerisinde yer almadığı, Silolardaki hasarın yangın ve infilak sonucu gerçekleşmediği, hasarın Türkiye sınırına yakın yerde atılan bomba ve açılan ateşin Türkiye"de felakete yol açılacağı bilinen bir hareket olmakla, kötü niyetli hareket olarak kabul edilmesi gerektiği, bu şekilde hasarın teminat kapsamında olduğu, hasar bedelinin müşterek sigorta ve tenzili muafiyet uygulamasıyla silo hasarının 1.297.760,00 TL, hasarı önlemeye matuf yapılan masraf 550,94 TL olmak üzere toplam zararın 1.298.310,94 TL olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 1.298.310,94 TL"nin 15/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %15 oranında akdi faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, sigorta hasar bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    Mal sigortalarının ana ilkelerinden biri sigorta bedelinin, yasal istisnalar dışında sigorta değerine, bir başka deyişle, sigorta ettirilen menfaatin değerine eşit olmasıdır. Bu ilkenin anlamı, sigortanın hiçbir zaman haksız kazanç vesilesi olmaması, bir diğer söyleyişle ve TTK’nun 1283 ve 1292/2. maddesinde de açıkça düzenlendiği üzere, sigortacı, sigorta bedeli daha yüksek olsa bile sigortalının ancak gerçek zararını ödemekle yükümlü bulunmasıdır. Ancak, TTK’nun 1283. maddesi uyarınca mal sigortaları bakımından takseli (mutabakatlı değer) sigorta poliçesi düzenlenmesi mümkün olup, yasa maddesinde belirtilen şekilde önceden ve tarafların ittifakıyla seçtikleri bilirkişi veya bilirkişiler marifetiyle takdir ve tahmin olunup taraflarca kabul edilen sigorta değerine sigortacı itiraz edemez. Fakat bu husus, ancak yasa maddesinde belirtilen şekilde saptanan menfaat değerleri bakımından caridir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çelik siloların 1950-1960 yılları arasında yapılmış olduğu, bu nedenle %45 nispetinde yıpranma ve eskime payı düşülmesi gerektiği belirtilerek, bu hesaplama şekli benimsenerek hasar tespiti yapılmış ise de; davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de değindiği üzere taraflar arasında akdedilen Teknik Şartname"nin ""A-GENEL ŞARTLAR"" başlıklı bölümünün 1. maddesinde ""Abonman hariç tüm sigorta konusu varlıkların sigortaya esas olacak değerleri ekli listelerde belirtilmiş olup; istekli söz konusu varlıklarıa ait sigorta değerlerini kabul etmiş sayılır. Bu nedenle eksik ve aşkın sigorta uygulaması yapılamaz"" , 10. maddesinde ise ""Poliçe teminatı kapsamındaki rizikoların gerçekleşmesi halinde idarenin meydana gelecek nihai zararı ihale dokümanında yer alan muafiyet ve istisnalar dışında eskime, aşınma, yıpranma (kullanma) payı ve başka sebeplerden ileri gelen kıymet eksilmeleri, teknik amortisman, nitelik farkları gibi hiçbir kesinti ve tenzil yapılmaksızın yüklenici tarafından tam olarak idareye ödenecektir."" denilmiş olup, sigorta poliçesinin açıklamalar başlıklı bölümünde ""poliçe, 2011/205824 nolu ihale idari ve teknik şartnamesindeki teminat ve hükümler doğrultusunda düzenlenmiştir. 2011/205824 kayıt nolu ihale dokumanında (sözleşme,idari şartname, teknik şartname ve eklerinde) yer almayan ibareler ve klozlar hükümsüzdür."" ifadesine yer verilmiştir.
    Bu itibarla, teknik şartnamede yer alan hükümler karşısında taraflar arasında takseli (mutabakatlı değer) sigorta poliçesi düzenlendiği, hasar bedelinden yıpranma payı esas alınmak suretiyle tenzilat yapılamayacağı gözetilmeksizin yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 66.515,62 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27.04.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (M)

    KARŞI OY

    Dava, Sigorta Sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
    Sigorta Sözleşmesinin menfaat değeri taraflarca seçilen bilirkişilerce saptanır ve taraflar da bu değeri kabul ederlerse, artık aşkın sigorta ihtimali ortadan kalkar ve sigortacı da menfaat değerine itiraz edemez. Bu nevi sigortaya takseli sigorta (takdir edilmiş değerli sigorta) denir (eTTK m 1283). Ayrıca takseli sigorta deniz sigortalarında da düzenlenmiştir (e TTK m 1350). Deniz Sigortasında e TTK m 1350/2 hükmüne göre, sigorta bedelinin sigorta değerinden esaslı suretle yüksek olması halinde sigortacı, sigorta bedelinin indirilmesini istebilecektir. Ancak deniz sigortalarındaki bu hükmün mal sigortalarında uygulanması olanağı yoktur. Bu durum karşısında olay tarihi itibariyle takseli sigorta bakımından kara sigortasında e TTK. m. 1283, deniz sigortasında ise e TTK. m.1350 vd uygulanması gerekir. Ayrıca e TTK. m. 1283, e TTK. m. 1264 f/2 hükmüne göre, emredici bir hükümdür, bu hükme aykırı sözleşme şartları hükümsüzdür. (HGK, 09.04.2008, 2008/11-318 E, 2008/307 K).
    Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında, somut olayda sigorta poliçesindeki değerin tarafların anlaşarak tayin ettikleri bilirkişiler tarafından tespit edilmediği anlaşılmakla, taraflar arasındaki sigortayı takseli sigorta olarak değerlendirme olanağı yoktur. Davacı ancak gerçek zararını isteyebilir. Bu nedenle kararın onanması görüşünde olmam nedeniyle çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi