20. Hukuk Dairesi 2016/494 E. , 2017/6331 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava dilekçesinde ... köyü 307 ve 308 sayılı parsellerin 30-40 yıldır davacılar ve miras bırakanlarının zilyetliğinde olduğunu, yörede 1963 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında ... adına tespit edilen taşınmazların daha sonra tescil harici bırakıldığını, taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu ileri sürerek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazların davacılar adına tescilini istemiştir. Yörede 1963 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... köyü 307 ve 308 parsel sayılı taşınmazlar, tarla vasfıyla ... adına tespit edildiği; 307 parsel sayılı taşınmazın ..., ... ... ve ...’nun taraf olduğu tapulama mahkemesinin 1995/42 - 1971/119 sayılı kararıyla ... sayılan yerlerden olduğundan tespit dışı bırakılmasına karar verildiği, yine, aynı şekilde 308 parsel sayılı taşınmazın da ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/246 - 1972/158 sayılı kararıyla ... sayılan yerlerden olması nedeniyle tespit dışı bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 13.05.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen ... kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 05/03/2010 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 4999 sayılı Kanunla değişik 9. madde kapsamındaki yüzölçümü ve fennî hataların düzeltilmesi çalışmaları ile birlikte yapılan kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre sınır düzeltme çalışmaları bulunmaktadır.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu 1963 yılında yapılarak kesinleşmiştir.
Mahkemece çekişmeli 307 ve 308 sayılı parsellerin mahkeme kararları ile ... sayılan yerlerden oldukları gerekçesiyle tespit dışı bırakılmalarına karar verildiği ve mahkeme kararı ile ... olan yerlerin zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gerekçesiyle gerçek kişilerin davasının reddine karar verilmişse de verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu çekişmeli 307 ve 308 sayılı parsellerin ... Tapulama Mahkemesinin 1995/42 - 1971/119 sayılı dosyası ile ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/246 - 1972/158 sayılı dosyasında verilen kararlar sonucu ... olarak tespit dışı bırakılmalarının kararştırıldığı tespit edilmiş ancak bu dava dosyaları celbedilmeden ve dava konusu taşınmazların aynı yer olup olmadığı hususunda mahallinde keşif yapılmadan karar verilmiş, dava konusu taşınmazların yargılama sırasında 2010 yılında yapılan 4999 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmalarda ... sınırları içinde bırakıldığı gerekçesiyle ... sınır noktalarının iptali için ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/493 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı iddia edilmiş olup, mahkemece bu dosya da celbedilmeden hakkında inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, yörede 1993 yılında ... kadastrosu dava açıldıktan sonra 2010 yılında ise 4999 sayılı
Kanun kapsamında çalışmalar yapılmış olup, mahkemece çekişmeli taşınmazların tahdit haritasındaki konumu keşif yapılmak suretiyle saptanmamış, 2010 yılında yapılan 4999 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmalara ilişkin belgeler getirtilmemiştir. Eksik incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
O halde, mahkemece; öncelikle, ... Tapulama Mahkemesinin 1995/42 - 1971/119 sayılı dosyası, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/246 - 1972/158 sayılı dosyası, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/493 Esas sayılı dosyası ile yörede yapılan bütün ... tahdit, aplikasyon ve 2/B madde çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve ... tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B madde haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneğinin, 2010 yılında 4999 sayılı Kanunun 4. maddesi ile değişik 6831 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca yapılan düzeltme ve aplikasyon işlemine ilişkin tutanak, belge ve haritalar yerel ... İşletme Müdürlüğünden temin edilerek dosya arasına konulduktan sonra, ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita - kadastro mühendisi ve bir ... yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yapılacak keşif ve incelemede, söz konusu dava dosyalarına konu taşınmazlar ile eldeki temyize konu dava konusu taşınmazların aynı yer olup olmadığı kesin bir şekilde belirlenmeli, aynı yer olduğu saptandığı takdirde eldeki davanın tarafları açısından kesin hüküm teşkil edip etmeyeceği değerlendirilmeli, ayrıca değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet ... sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ve 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme işlemi ile ilgili sınır noktaları bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (... veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazların ... kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde ve 4999 sayılı Kanunun 4. maddesi ile değişik 6831 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle çizilip gösterilmelidir.
Mahkemece ayrıca; dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları ile yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, niteliği ve kullanım durumu belirlenmelidir.
Dava konusu taşınmazların ... kadastro sınırları dışında kalması veya resmî belgelerde ... sayılmayan yerlerden olması, ... içi açıklık veya eylemli ... olmamaları halinde, bu kez zilyetlikle kazanım koşulları araştırılmalı, ziraat mühendisinden, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, üzerindeki bitki ve toprak yapısı, eğim durumu yönünde rapor alınmalı; zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; ... kadastrosunun kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüklerinden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri dikkate alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı ve toplanacak tüm deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
Hal böyle olunca; gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/07/2017 günü oy birliği ile karar verildi.