20. Hukuk Dairesi 2016/532 E. , 2017/6332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında çekişmeli ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 189 ada 10 parsel, 226,04 m2 yüzölçümüyle ve arsa vasfı ile davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ...; taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden ve çalılık taşlık durumda olduğu iddasıyla, davalı adına yapılan tespitin iptali ile ... adına tespit ve tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın ... içi açıklık niteliğinde ... sayılan yerlerden olduğu ve davalı tarafından 10 yıldır kullanılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 189 ada 10 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile ... vasfıyla ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1956 yılında tapulama çalışması yapılarak tapulama dışı bırakılmış, 1988 yılında 6831 sayılı Kanun gereğince ... kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesi uygulama çalışmaları sırasında ... sınırları dışında bırakılarak kesinleşmiştir.
Mahkemece dava konusu 189 ada 10 sayılı parselin ... içi açıklık niteliğinde ... sayılan yerlerden olduğu ve davalının 10 yıldır kullanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, kadastro tespitinin iptali ile ... vasfıyla ... adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de hükme esas alınan fen ve ... bilirkişilerin müşterek düzenlemiş oldukları rapora göre taşınmazın kesinleşmiş tahdit haritası ve memleket haritasındaki görünümlerine göre dört tarafının ormanla çevrili ... içi açıklık niteliğinde olmadığı anlaşılmış , komşu parsellerden 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 9, 11 ve 12 sayılı parsellerin kadastro tutanakları ve tapu kayıtları dosyada bulunmadığı için hükmen şahıs adına kayıtlı olup olmadıkları veya bir tapu kaydına dayanılarak tespit yapılıp yapılmadığı denetlenememiştir. Raporda, 1987 tarihli hava fotoğrafında çekişmeli taşınmaz üzerinde maki formasyonuna ait bitki örtüsünün bulunduğundan söz edilmiş ise de hava fotoğrafındaki görünüm rapora eklenmediğinden raporu denetleme imkanı olmamış, taşınmazın niteliği ve davalının zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususunda yapılan araştırma yeterli görülmemiştir. Eksik incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
Bu nedenle mahkemece, en eski tarihli ve tespit tarihinden geriye doğru 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve fotogometri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ile çekişmeli taşınmaza konmuş taşınmazların kadastro tutanakları ve hükmen oluşmuş ise tapu kayıtlarının ilgili yerlerden getirtilip, halen ... ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir fen elemanı ve ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi aracılığıyla mahallinde yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte
çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle,çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurların tek tek sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, dağılım oranı, hakim ağaç türü, kullanım şekli ve niteliği ile ilgili açıklama yapmaları istenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, çekişmeli taşınmazın ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tescile karar verilecek gerçek kişiler yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/07/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.