1. Hukuk Dairesi 2014/19789 E. , 2017/3839 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... yönünden davanın reddine, davalılar ... ve ... yönünden ise tazminat isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 04.07.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat, davalılar ... v.d. vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali-tescil; olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişikindir.
Murisin kızları ... eldeki davayı açarak, muris ..."nun torunu olan davalılardan ..."nun dedesinden aldığı vekaletnameyi kullanarak 725 (yeni 39) parsel sayılı taşınmazını annesi olan davalı ..."ye satış yoluyla devrettiğini, ..."nin de taşınmazı daha sonra diğer davalı ..."e sattığını; satışların muris muvazaası nedeniyle geçerli sayılamayacağını, davalı ..."in de iyiniyetli bulunmadığını ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile; olmazsa tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar ayrı ayrı, satış işlemlerinin geçerli olduğunu ve iyiniyetle hareket edildiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazın davalı ..."ye satışının muvazaalı olduğu ancak davalı ..."in iyiniyetinin aksinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine; davalılar ... ve ... yönünden ise tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiş; hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Getirtilen kayıt ve belgelerden, muris ..."nun 17.03.2003"te öldüğü, geride mirasçıları olarak kızları ... ve ... ile muristen önce 1991 yılında ölen murisin oğlu ..."ın ..."den olma çocukları(murisin torunları) ...,... ve ..."in kaldığı; diğer taraftan, davaya konu 41000 m2 tarla vasıflı 725 parsel-yeni 39 parsel sayılı taşınmazın muris ... adına kayıtlı iken, 15.05.2001 tarihli vekaletnameyle vekil kılınan murisin torunu ... oğlu ... tarafından 24.05.2001 tarihli resmi akitte annesi ..."ye satış yoluyla temlik edildiği; ..."nin de, anılan taşınmazı 22.03.2012 tarihinde 10.000-tl bedelle ..."e sattığı görülmektedir.
Gerçekten de, muris ..."ya ait dava konusu taşınmazın vekil kılınan torunu ... tarafından murisin gelini(vekil ..."in annesi) olan ..."ye mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde temlik edildiği dosya içeriğiyle sabittir. Nitekim, bu husus mahkemenin de kabulünde olup; karar, davalılar ... ve ... tarafından da temyiz edilmemiştir.
Ne var ki, taşınmazı ..."den satın alan diğer davalı ..."in iyiniyetli kabul edilmesinin isabetli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.
Bilindiği gibi, iyiniyet ilkesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1.fıkrasında "Bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalı ..."in diğer davalılarla aynı mahallede oturduğu, davacı ile diğer davalıları tanıdığı, satış bedelini ödediği yönündeki değişken savunmasının da soyut beyandan öteye geçemeyip bu konuda inandırıcı bir delil de ibraz edemediği hususları toplanan tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu taşınmazın muris tarafından ..."ye muvazaalı biçimde temlik edildiğinin davalı ... tarafından da bilindiği; başka bir deyişle, TMK"nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Hal böyle olunca, tapu iptali-tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekrken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.