Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5449
Karar No: 2018/12080
Karar Tarihi: 27.11.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/5449 Esas 2018/12080 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/5449 E.  ,  2018/12080 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, 18.08.2014 tarihinde davalı şirkete ait enerji nakil hattından kaynaklanan yangın nedeniyle taşınmazında yer alan fıstık ağaçları ile samanın yandığını, meydana gelen zararın mahkeme kanalı ile tespit edildiğini ileri sürerek; 105.618,80 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı şirket; davaya konu olay nedeniyle bir sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığını, zira sorumluluğun arıza, bakım ve onarım faaliyetlerini yapmakla görevli olan dava dışı yüklenici firmaya ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacıya ait taşınmazın, elektrik tellerinin kopması nedeniyle çıkan yangın sonucunda zarar gördüğü, tanık anlatımlarıyla yangının meydana gelişinin desteklendiği, ziraat bilirkişisi tarafından davacıya ait taşınmazda meydana gelen zararın 105.618,60 TL olarak belirlendiği, yangının yaz aylarının en sıcak günlerinde, şiddetli rüzgarın da etkili olduğu olağanüstü hava şartlarında meydana geldiği, elektrik hatlarının bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmaması yanında kaçak elektrik kullanımının sürekli artması nedeniyle elektrik hatlarının fazla yüklenmesi, mahsul ve bahçe sahibi şahısların da muhtemel yangın olaylarına karşı gerekli tedbiri almamaları sonucu yaz aylarında bu şekilde çıkan çok sayıda yangına engel olunamadığı, davalının da kamu hizmeti gören bir kurum olduğu nazara alınarak hesaplanan zarardan hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre uygun bir tutarda indirim yapılması gerektiğinden bahisle, davanın kısmen kabulü ile 52.809,40 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükmün, taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 12.09.2017
    tarihli ve 2016/7479 Esas- 2017/11786 Karar sayılı ilamı ile " davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir.Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir. Yerel Mahkemece hükme esas alınan 27.04.2015 tarihli ziraat bilirkişi raporu ise; davacıya ait taşınmazda zarar gören fıstık ağaçlarının sayı ve yaşları belirlenmeksizin, bilimsel verilere göre taşınmaza dikilebilecek ağaç sayısının hesaplanması suretiyle düzenlenmiştir. Ayrıca, raporda ağaçların değerinin hesaplanmasında on yıllık gelir metodu kullanılmıştır. Raporun, bu haliyle hüküm vermeye yeterli olmadığı ortadadır.Mahkemece; yukarıda açıklandığı şekilde bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar vermek gerekirken, zarar kapsamının belirlenmesinde gerçek zarar ilkesine uygun olmayan hesaba dayalı bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde; uğranılan zarardan 6098 sayılı TBK"nun 51/1 maddesi uyarınca indirim yapılması doğrudur. Ancak, olayın gerçekleşme biçimi gözetildiğinde yapılan indirim oranı (% 50) fazladır. Bundan ayrı, mahkemenin taktir hakkını kullanarak yaptığı indirim nedeniyle davanın reddedilen kısmı yönünden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması da, usul ve yasaya aykırıdır." gerekçesi ile bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; alınan rapor doğrultusunda toplam zarar miktarının 342.753,00TL olduğu tespit edildiği, olayın oluş şekline ve kusurun ağırlığına göre %30 indirim yapıldığında sonuç tazminatın 239.927,10TL olarak tespit edildiği, ancak her ne kadar davacı temyiz yoluna başvurmuşsa da davanın belirli alacak şeklinde açıldığı ve bozma sonrası ıslah olamayacağı için taleple bağlı kalındığı gerekçesi ile davanın kabulü ile 105.618,80 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 19/08/2014 itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dairemizin 12.09.2017 tarihli ve 2016/7479 Esas- 2017/11786 Karar sayılı bozma ilamı ile; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerektiği, bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntemin, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesi olduğu, mahkemece; yukarıda açıklandığı şekilde bilirkişi raporu alınması gerektiği belirtilmiştir.Yerel Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; belirtilen şekilde bir inceleme yapılmış ise de taşınmazın ağaçsız(çıplak) arazi kıymeti değerinin nasıl belirlendiğine ilişkin somut veriler gösterilmemiştir. Bu haliyle rapor denetime elverişli bulunmayıp, hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde mahkemece; yukarıdaki hususlar dikkate alınarak, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    3- Davacı, dava dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 105.618,80 TL tazminat talep etmiş, ancak talebini ıslah suretiyle artırmamıştır. Bu durumda mahkemece, davanın kısmi dava olarak açılmış olması ve sonradan ıslah edilmemiş olması nedeniyle talep edilen miktardan hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken, bilirkişi raporu ile belirlenen bedel üzerinden indirim yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bendlerde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi