Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4624
Karar No: 2018/6997
Karar Tarihi: 25.09.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/4624 Esas 2018/6997 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/4624 E.  ,  2018/6997 K.

    "İçtihat Metni"

    ......


    Rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı avukatları tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine...... Dairesince esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın taraf avukatlarınca temyiz edilmesi ve davalı avukatı tarafından da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.09.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına ....... ile davacı Kurum adına......geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı kurum, 25.04.2012 gününde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin rücuan tahsilini istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı işveren Şirket; atfedilecek bir kusurunun bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, alınan kusur raporu çerçevesinde %70 davalı işveren kusuru üzerinden istemin kabulüne karar vermiştir.
    Davacı Kurum süresinde verilen İstinaf yolu dilekçesiyle; sigortalıya verilen kusur fazla olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak istemin %100 işveren kusuru üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Şirket vekilince süresinde verilen İstinaf yolu dilekçesiyle, iş kazasının oluşumunda atfedilecek bir kusurlarının bulunmadığı, vefat eden sigortalının uzman niteliği bulunduğunu ve kendisi tarafından gerekli iş güvenliği tedbirlerinin alındığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak istemin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    B-BAM KARARI
    ........27.03.2018 gün ve 2018/488 sayılı ilamı ile; ilk derece mahkemesi kararı yerinde bulunmak suretiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Tüm taraf vekilleri, aynı istinaf gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir.
    ........ortak Komisyonunda işçi sağlığının esasları: Bütün işkollarında işçinin fiziksel, ruhsal ve sosyo-ekonomik bakımdan sağlığını en üst düzeye çıkarmak ve bunun devamını sağlamak; çalışma şartları ve kullanılan zararlı maddeler nedeni ile işçi sağlığının bozulmasını engellemek; her işçiyi kendi fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işte çalıştırmak; özet olarak işin işçiye ve işçinin işe uyumunu sağlamak olarak tanımlanmaktadır. Belirlenen amaçlara ulaşmak, dolayısıyla iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek temel sorumluluktur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2006 gün ve E: 2006/10-696, K: 2006/704 sayılı kararı).
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hâkiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkûmiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi ..........) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 01.02.2012 gün 2011/19-639 Esas, 2012/30 Kararı; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2009/4-13 Esas, 2009/12 Karar; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 06.04.2010 gün ve 2010/2-76 Esas, 2010/77 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere düşme, takipsizlik, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar kesinleşmiş mahkûmiyet kararları olarak kabul edilemeyecektir.
    Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmüne göre, kusurun takdiri ve zarar miktarının tayini hususunda hukuk hâkimi ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de ceza mahkemesinde saptanan maddi olgularla bağlı olduğundan, mahkûmiyetin kesinleşmesi halinde mahkûm olanlara az da olsa bir miktar kusur verilmesi gerekmektedir.
    Diğer taraftan, tarafları ve konusu farklı olan sigortalının açtığı tazminat dosyasında verilen karar, rücuan tazminat davalarında kesin hüküm teşkil etmez. Dolayısıyla o dosyada alınan kusur raporu da eldeki davada kesin delil teşkil etmeyecektir. Şayet, kesinleşmiş ise ancak, güçlü delil teşkil edebilir. Nitekim bu husus, Yargıtay"ın yerleşmiş ve kökleşmiş görüşleri ile de kabul edilmiş bulunmaktadır.
    Bu tür rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğu, ilgili ceza dosyası ile sigortalı tarafından açılmış tazminat dosyaları celbedilip incelenip, dosya içeriğindeki tüm deliller birlikte takdir olunarak ve özellikle ceza ve tazminat dosyalarındaki kusur ile bu davadaki kusur raporları arasındaki çelişkiler de giderilerek belirlenmeli; kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, tarafların kusur oran ve aidiyetleri işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden alınacak bilirkişi raporu uyarınca saptanmalıdır. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21., 4857 sayılı Kanunun 77., İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
    Eldeki davada ise, hükme esas alınan ve tazminat doyası ile aynı yönde kusur oranlarının belirtildiği anlaşılan bilirkişi raporunda, davalı işveren %70,kazalı sigortalı %30 oranında kusurlu bulunduğu tespit edilmiş ise de, bir gün öncesinden arıza kaydı ile otoparkta tutulan forkliftin başına gelen teknik eleman niteliğindeki kazalının, arızaya müdahale etme şeklinin değerlendirilmesi ile forkliftteki arızanın otopark yerine başka bir yerde tamirinin mümkün olup olmadığı ve rot başlarına dair yapılması gereken kontrol bakımından, forkliftin kolları altına yatarak yapması dışında başka bir yönteminin bulunup bulunmadığını ve sigortalının bu yöntemlerden birini kullanmadığı hususunu da değerlendirecek şekilde ceza davasında kesinleşen tüm maddi olguları dikkate alan ve özellikle sigortalının kusurunu değerlendiren, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişi kurulundan, yöntemince düzenlenmiş bir kusur raporu alınması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, hükmü temyiz eden taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve.........istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : ........... HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, davalı avukatı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    ....



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi