3. Hukuk Dairesi 2018/5561 E. , 2018/12160 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, murisleri... ile davalı arasında düzenlenen harici satım sözleşmesi ile 1695 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davalıya satıldığını, tapu kayıtlarında ise taşınmazın ... tarafından borcu karşılığı ... isimli kişiyle, ... "nin borcunu yeğeni ... "un ödemesi üzerine kendisine, ... "nin borcunu ödemesi sonrasında kendi talebi üzerine ... "ya, son olarak ise davalıya satışının yapıldığını, gerçekte devredilmeyen kısım yönünden davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek; fazla miktardaki yerin değerinin tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; taşınmazı tapu kaydına güvenerek ... "dan satın aldığını, belirtilen yeri davacıların kullanmadığını, fotokopi olarak sunulan sözleşmeyle ilgisinin olmadığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; 29/05/2001 tarihli "sözleşme senedidir" başlıklı belge içeriği ve dinlenen tanık beyanlarına göre bilirkişi rapor ve krokilerinde gösterilen kısmın imar planı gereği tapusu çıktığında davacıların murisine devredilmesi gerektiğinin düzenlendiği, ancak tapu devri yapılamadığı, bu durumda davacıların murislerinden intikal eden hakları gereği davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yerin bedelinin tahsilini isteyebilecekleri gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2,582,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazla talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.Temyiz incelemesini yapan, dairemizin 2015/19069 esas, 2017/4741 karar sayılı ilamı ile” Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılması mümkün olmadığı,mahkemece bu rapor doğrultusunda taraflar arasında yazılı sözleşmenin yapıldığının kabulü ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği,davacı tarafın dava dilekçesinde her türlü yasal delil ifadesi kullanmak suretiyle yemin teklif etme hakkının hatırlatılması sonucu oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu” belirtilerek bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde,davacı tarafa davalıya yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hususunda süre verilmiş ve davacı vekili 01/03/2018 tarihli oturumda müvekkilince yemin teklifinde bulunulmayacağı beyanında bulunmuş olduğu göz önüne alınarak davacı yanca ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Ancak, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 12/1.maddesinde; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." düzenlemesi yer almaktadır. Davanın kısmen kazanılması veya reddedilmesi halinde ise, hükmedilecek nispi vekalet ücreti kabul veya reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır. Somut olayda; dava, 10.000 TL alacak talebiyle açıldığı, ıslahla dava değerinin 55.668.00 TL"ye artırıldığı, davanın reddine karar verilerek, talebin tamamının reddedildiği gözönüne alındığında, davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12.maddesi gereğince belirlenen 4.023 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, tarifenin yanlış uygulanması sureti ile daha az miktar vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün dördüncü bendindeki “2.180TL” rakamının çıkartılarak yerine “4.023 TL” yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.