3. Hukuk Dairesi 2017/15568 E. , 2018/12165 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıdan araç kiraladığını, aynı zamanda aracın kullanımından kaynaklanan trafik cezalarının gelmesi ihtimaline binaen teminat amacıyla boş senet verdiğini, aracı kullandığı sırada kaza yaptığını, araçtaki zararın kasko şirketi tarafından karşılanmasına ve 1.000,00 TL ödemesine rağmen davalının senedi doldurarak icraya koyduğunu, dava konusu senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu, alacağı var ise genel mahkemede ispatlaması gerektiğini belirterek; icra takibinden borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, kötüniyet tazminatına ve ödenen 1.000,00 TL’nin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; araç kiralama sözleşmesi kapsamında sigorta kapsamına girmeyen hasar ve tazminat bedellerinin müşteriye ait olduğunu, kasko kapsamına girmeyen hasar ve tazminat bedellerini karşılamak için davacının ayrıca senet verdiğini ve kaskodan tahsil edemediği harcamalara ilişkin 10.000,00 TL miktarında icra takibi başlattığını, icraya konulmasında sakınca olmadığını savunarak davanın reddini ve tazminata hükmedilmesini istemiştir.
...Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2013/16327 esas 2014/8559 karar sayılı 26/06/2014 tarihli ilamıyla; “.... uyuşmazlık da kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; davacının takip konusu bononun teminat senedi olarak verildiğini yazılı delil ile ispat edemediği, davalının yemin ettiği gerekçesiyle davanın reddine, İİK"nın 72/4 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı nedeniyle takip konusu asıl alacak miktarının % 20’si kadar tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında 14/09/2012 tarihli oto kiralama sözleşmesi imzalandığı, tarafların kabulüne göre ayrıca davacı tarafından davalıya senet verildiği, davacının kiraladığı araçla kaza yaptığı, araçta maddi hasar meydana geldiği, davalının söz konusu senedi kasko sigortası kapsamına girmeyen hasar bedellerine ilişkin teminat olarak aldığını beyan ettiği görülmektedir.
Dava ve icra takibine konu senedin, davalı tarafça kiralanan araçta meydana gelen hasarlar karşılığı olarak düzenlendiği kabul edilerek senedin düzenlenme nedeninin açıklandığı, bu durumda dava konusu senedin taraflar arasında imzalanan araç kiralama sözleşmenin teminatı olarak verildiği anlaşıldığından araçtaki hasar miktarı yönünden ispat yükü davalı tarafta bulunmaktadır.
O halde, mahkemece; kiralanan araçtaki sigorta kapsamına girmeyen hasar bedeli yönünden ispat yükü davalı tarafta olduğundan, davalı alacaklıya senet ile teminat altına alınan alacak miktarını yasal delillerle ispat etme olanağı tanınmak suretiyle, araçta oluşan talep edilebilecek hasarın belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 72/4 maddesi uyarınca menfi tespit davasının alacaklı lehine sonuçlanması halinde tazminata hükmedilebilmesi için ihtiyati tedbir sebebi ile alacaklının alacağına kavuşmasının geciktirilmiş olması koşulunun gerçekleşmesi gerekmektedir.
Bozma nedenine göre, ihtiyati tedbir kararı neticesinde İİK 72/4 maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılması gerektiğinden bu hususta inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 29/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.