Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7119
Karar No: 2020/96

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/7119 Esas 2020/96 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/7119 E.  ,  2020/96 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 14/05/2008 havale tarihli dava dilekçesi ile Adana, Karataş, İskele köyü 3250 parsel sayılı 66000 m2 taşınmazın 161 m2"sinin davacı tarafından satın alınarak adına tapuya tescil edildiğini, ancak Karataş Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/312 - 1998/68 sayılı kararıyla tescil harici bırakılmasına karar verildiğini, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6.500-TL"nin tapu iptal kararının verilmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş daha sonra 27/10/2015 havale tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesiyle dava değerini 8.628,80-TL"ye yükseltmiş ve tapu iptal kararının verilmesinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de; davacının temyizi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 15.10.2009 gün ve 9571 – 11277 sayılı kararıyla adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuş, bozma kararına uyulduktan sonra mahkemece davanın kısmen kabulüne, 1.590,68-TL"nin tapu iptal kararının kesinleştiği tarih olan 06.04.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 13.02.2012 gün 2011/13302 E. – 2012/1616 K. sayılı kararıyla "taşınmazın niteliğinin belirlenmesi ve iptal kararının kesinleştiği tarih itibarıyla değerinin hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne 5.200.-TL"nin tapu iptal kararının kesinleştiği tarih olan 06.04.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine bu kez Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 25.03.2014 gün 2013/22700 E. - 2014/8397 K. sayılı kararıyla "Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğinde olup, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihi olan dava tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan değer biçilmiştir. Bu nedenle, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi,
    yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak rapor alınması ve değerlendirme tarihi olan 2008 yılında dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması" gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, 8.628,80 -TL tazminatın tapu iptal kararının kesinleştiği tarih olan 06/04/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.
    TMK’nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan dolayı açılacak davalar için kanunda özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Ancak, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” şeklindeki kanuni düzenlemenin bir gereği olarak uygulama ve öğretide kanunen özel bir zamanaşımı süresi öngörülmeyen alacak veya tazminat davaları 10 yıllık genel zamanaşımına tâbi tutulmuştur. Bu nedenle, eldeki davada tapu sicilinin tutulmasından doğduğu iddia edilen zararın tazmini istendiğine ve bu alacakla ilgili kanunda aksine bir hüküm bulunmadığına göre, bu zarar alacağının da 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesinde öngörülen 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tâbi olduğunun kabulü gerekir.
    Açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; doğduğu iddia edilen zarar, Karataş Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/312 E.- 1998/68 K. sayılı kararının kesinleştiği 06.04.2001 tarihinde ortaya çıkmıştır. Eldeki dava her ne kadar bu tarihten itibaren 10 yıllık süre içinde 14.05.2008 tarihinde açılmış ise de, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 6.500 TL üzerinden açılan davada daha sonra davacı tarafça 27.10.2015 havale tarihli dilekçeyle ıslah talebinde bulunulmuş ve dava değeri 8.628,80 TL"ye yükseltilmiştir. Islah tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup davalı Hazine de ıslah dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de mahkemece bu durum göz ardı edilerek ıslah tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayan kısım bakımından da davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
    Ayrıca, dava dilekçesi ile 6.500 TL dava değeri üzerinden açılan eldeki davada, temyize konu karar öncesinde mahkemenin 14.03.2013 tarihli kararında davanın kısmen kabulüne, 5.200,00 TL"nin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarih olan 06.04.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, söz konusu karar davalı Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince araştırmaya yönelik olarak bozulmuş olduğundan ilgili kararın davacı tarafça temyiz edilmemesi nedeniyle onun açısından kesinlik kazanacağı ve davalı Hazine lehine talep edilebilecek tazminat miktarı bakımından usulü kazanılmış hak teşkil edeceği ortadadır. Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından arsa niteliğindeki taşınmazın emsal metodu ile usulüne uygun olarak gerçek değeri 8.628,80 TL olarak belirlenmiş ise de gerek yukarda açıklandığı üzere ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğraması gerekse davalı Hazine lehine usulü kazanılmış hak gözetilmeksizin davanın tamamı yönünden kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan gerekçelerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 15/01/2020 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi