3. Hukuk Dairesi 2021/3436 E. , 2021/6065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kiralanan taşınmaz üzerinde bulunan davalıya ait baz istasyonunun tahliyesi amacıyla tahliye davası açtığını, tahliye kararının kesinleşmesi üzerine tahliye ilamının icraya konduğunu ve davalının taşınmazı 04/05/2012 tarihinde tahliye ettiğini ancak kira sözleşmesinin sona erdiği 19.03.2009 tarihinden tahliye tarihi olan 04/05/2012 arasındaki dönem için herhangi bir kira bedeli ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL"nin mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 23.168 TL kira alacağının mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsili olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalının sözleşmenin sona erdiği 19/03/2009 ile tahliyenin gerçekleştiği 04/05/2012 tarihi arası dönemde haksız zilyet olduğu, kira sözleşmesinin 19/03/2009 tarihinde sona ermesinden itibaren davalının iade ve tahliye yükümlülüğünün muaccel olduğu, haksız işgal tazminatı yükümlülüğünün doğduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar; davalının temyizi üzerine Yargıtay 6. hukuk Dairesinin 07/10/2015 tarihli 2014/10037 E. 2015/8038 K. sayılı ilamıyla “..Bir tür tazminat davası niteliğinde bulunan ecrimisil davalarında kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde öncelikle taraflardan emsal göstermeleri istenmek suretiyle benzer yerlerin kira sözleşmeleri getirtilmeli, sonrasında davaya konu taşınmaz ve emsaller incelenmeli, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de dikkate alınarak dava konusu ilk dönemde arsa olarak serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE artış oranın tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktarda az olmamak koşuluyla şayet taşınmaz paylı ise pay oranında ecrimisil hesabı yapılmalıdır. Somut olayda bilirkişilerce açıklanan bu ilkeler çerçevesinde ecrimisil hesabı yapılması gerekirken araştırma yapılmaksızın son ödenen kira parasının kira rayici bakımından kadri maruf bulunduğundan bahisle sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. O halde mahkemece mahallinde üç kişilik bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılarak az önce açıklanan yönteme göre ecrimisil hesabı yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahallinde keşif yapılarak aldırılan bilirkişi raporuna dayalı olarak 456,00 TL kira sözleşmesinden doğan borca aykırılıktan ve haksız işgalden doğan tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm davacının ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının temyiz itirazları bakımından ;
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 20 günlük ecrimisil hesaplanmış ve bu bedel üzerinden hüküm kurulmuştur. Haksız işgal tazminatına konu dönem; sözleşmenin sona erdiği 19/03/2009 ile tahliyenin gerçekleştiği 04/05/2012 tarihleri arasındaki dönem olup 3 yıl 1 ay 15 günlük süre için ecrimisil talebine konu dönemlerdeki pay durumu da gözetilerek hesaplama yapılıp sonucuna göre tazminata hükmedilmesi gerekirken 20 günlük süreyle sınırlı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.