21. Hukuk Dairesi 2014/21051 E. , 2015/7907 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, 07.12.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu %65 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 860.868,95TL maddi tazminat ile 55.000,00TL. manevi tazminatın olay tarihi olan 07.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Bunun yanında 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kululunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda ise; davacı kazalının vasıflı bir işçi olduğu(sıva) tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Vasıflı bir işçinin asgari ücretle veya asgari ücretin biraz üzerindeki ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği de açıktır. Bu nedenle Yerel Mahkemece, davacın asgari ücretin üzerinde bir ücret ile çalışacağının kabulü ile neticeye varılması isabetli olmakla birlikte kazalının ücreti noktasında ayrıntılı araştırma yapmadan yalnızca tanık anlatımları ile Kdz.Ereğli Ticaret ve Sanayi Odasının cevabına göre asgari ücretin yaklaşık 3,89 katı civarında bir ücretle çalıştığının kabulü doğru olmamıştır.
Ayrıca davacı kazılının 12.03.2012 tarihli maluliyet raporu ve bu raporla uyumlu 04.09.2013 tarih, 2013/945 esas ve 67/6693 karar sayılı YSK raporunda tespit olunan % 65 oranındaki maluliyeti Kurumca bağlayıcı nitelikte olmakla birlikte davalı işveren için bağlayıcı değildir. Bu nedenle bu orandaki maluliyete dair davalı yanın itirazının giderilmesi noktasında yukarıdaki prosedür gözetilerek öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınıp davacının maluliyet oranı ve bu orana göre bakıma muhtaç olup olmadığının tereddütsüz olarak tespit edilmesi gereklidir. Hal böyle iken Mahkemece karar yerinde bu hususun göz ardı edilerek eksik inceleme ile neticeye varılması da hatalı olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yapılacak iş, öncelikle davacı kazalının maluliyete dair davalı yanın itirazının giderilmesi noktasında yukarıdaki prosedür gözetilerek öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınıp davacının maluliyet oranı ve bu orana göre bakıma muhtaç olup olmadığını tereddütsüz olarak ortaya koymak, akabinde davacının maddi tazminat istemi bakımından, sıvacı ustası olarak çalışan tecrübeli bir işçinin ücreti noktasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile davacının yaptığı işe uygun başkaca meslek odalarından (İnşaat İşçileri Odası, Sıvacılar Odası vb.) bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sorarak yine aynı veya başkaca iş yerlerinde çalışıp emsal işi yapanların ücretlerini araştırmak. Böylelikle kazalı işçinin gerçek ücretini tereddütsüz olarak belirleyerek belirlenen bu ücrete göre davacının maddi zararını yeniden hesaplatmak ve tüm delilleri bir arada değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı kooperatif vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13/04/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.