21. Hukuk Dairesi 2015/4176 E. , 2015/7912 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacı sigortalının %32,20 oranındaki meslek hastalığı maluliyeti nedeniyle manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davacı sigortalının 1976-1992 tarihleri arasında davalı işverenliğe ait maden ocaklarında yer üstünde hapçı ve meydancı olarak çalıştığı, davacının meslek hastalığına dayanan maluliyet oranının %32,20 olduğu, Mahkemece 23.12.2014 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davalı ..."da hapçı ve meydancı olarak yer üstünde çalışmış olup, yaptığı işler nedeniyle toza maruz kalmadığı ve hastalığın oluşumunda davalı işveren TTK"nın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının davalı kurumda en son çalışmasının 1992 yılında gerçekleşmiş olması da dikkate alındığında meslek hastalığının oluşumu ile davalı iş yerinde yapılan iş arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verdiği anlaşılmaktadır.
Meslek hastalıklarından kaynaklanan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu"nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle yapılan işin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken tedbirlerin neler olduğu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün ilgili maddelerinin göz önünde tutulmak suretiyle,incelenmesi,işverenin hangi önlemi almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı, gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi gerekir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir ).
Bu açıklamadan olarak şüphesiz ki tarafların kusur durumu irdelenirken konusunda ehil bilirkişilere olayı inceletmek kadar olaya neden olan tüm saiklerin bir bütün olarak ele alınması ve bu kapsamda da taraflarca ortaya konulan iddia ve savunmalar ile tüm delillerin titizlikle değerlendirilerek kusurun aidiyeti ve oranına dair raporun oluşa uygun olup olmadığının tespiti gerekir.
Somut olayda; davacı sigortalının maluliyetinin mesleki pnömokonyoz"dan kaynaklandığı açıktır. Mahkeme ise davacının yalnızca mesai listesine göre yaptığı işe bakılarak davalı işverenlik bünyesinde toza maruz kalmadığı değerlendirmesinin yapıldığı 23.12.2014 tarihli bilirkişi raporunu dikkate neticeye varmışsa da eksik inceleme ile varılan bu netice doğru görülmemiştir. Şöyle ki; davacının yaptığı iş yer üstünde geçse de bu durum tek başına onun mesleki rahatsızlığını doğuracak etkenlerden uzak kaldığı anlamında yorumlanamaz. Böylesi bir yorumun haksız neticeler doğuracağı açıktır. Bu kapsamda işçide oluşan meslek hastalığı ile onun yaptığı iş arasındaki illiyetin tespiti için gerektiğinde mahallinde keşif yapılmalı bunun mümkün olmaması halinde ise tanık beyanları veya başkaca delillerle iş yeri koşullarının mevcut hali araştırılıp tespit olunan bu koşullarla işçinin meslek hastalığından kaynaklanan maluliyeti arasındaki illiyet değerlendirilmelidir. Hal böyle iken Mahkemece bu doğrultuda ayrıntılı araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Yapılacak iş; öncelikle davacı sigortalının 1992 tarihinde emekli olduğu da gözetilerek davacı ile aynı tarihlerde aynı işi yapan isçilerin tanık olarak dinlenip çalışma koşulları ve bu koşullara göre meslek hastalığına neden olacak kömür tozu vs. etkenlere maruz kalınıp kalınmadıklarını araştırmak. Yine işverenlikte davacının çalıştığı tarihleri kapsar şekilde toz ölçüm raporu mevcut ise bunları istemek. Bu doğrultuda yapılan araştırmalar sonrasında dosyayı yeniden konusunda ehil bilirkişi heyetine inceleterek davacının mesleki maluliyeti ile işyeri koşulları arasındaki illiyeti araştırıp tüm delilleri bir arada inceleyip neticesine göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,+ 13/04/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.