1. Hukuk Dairesi 2015/16411 E. , 2017/3979 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, hukuki ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’ın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla maliki olduğu 9404 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 no’lu bağımsız bölümlerin 15129/15260’şar paylarını davalı ...’a, 3, 4, 5 ve 6 no’lu bağımsız bölümlerin 15129/15260’şar paylarını dava dışı ...’ya ve 7 no’lu bağımsız bölümün 15129/30520 payını ...ı’ya, 15129/30520 payını ise ...’a satış yoluyla devrettiğini, 1 ve 2 no’lu bağımsız bölümlerdeki anılan payın iyiniyetli 3. kişi tarafından iktisap edildiğinden dava konusu yapılmadığını, öte yandan dava dışı ... ’nin 3, 4, 5, 6 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerdeki payını muvazaalı olarak diğer davalı ...’e devrettiğini, mirasbırakan ...’ın temlik tarihinde hukuki işlem yapma ehliyetinin bulunmadığını, daha sonra kısıtlandığını, mirasbırakana devir konusunda baskı yapan çocukları ... ve ... ile davalıların tanışık olduğunu ileri sürerek, dava konusu 3, 4, 5, 6 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerde muvazaaya konu davalılar adına olan payın iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişler, 31/10/2014 tarihli dilekçeleri ile dava konusu bağımsız bölümlerin yargılama sırasında devri nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 125. maddesi uyarınca tazminat isteği ile davaya devam etmişler, 10/12/2014 tarihli dilekçeleri ile tazminat isteklerini arttırmışlardır.
Davalı ..., ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/360 esası üzerinden aynı davanın açıldığını, kesin hüküm ve derdestlik nedeniyle öncelikle davanın reddini, ayrıca iddianın gerçeği yansıtmadığını, satışın gerçek olduğunu, taraflar arasındaki sorunu üçüncü kişi olarak bilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı ..., kesin hüküm ve derdestlik itirazlarının olduğunu, muvazaa iddiasının yersiz olduğunu, mirasbırakan tarafından yapılan akde taraf olmayıp iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlik tarihinde mirasbırakanın hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığı ve yargılama sırasında dava konusu taşınmazların 3. kişiye temlik edildiği gerekçesiyle davacıların ıslahı ile bağlı kalınarak tazminata hükmedilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın 28/06/2010 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak torunları olan davacılar ... ve ... ile dava dışı çocukları... ve ... ile torunları ... ve....’ı bıraktığı, dava konusu taşınmazları temlik alan ... ile ...’ın ise mirasçı olmadığı kayden sabittir.
Bilindiği üzere, mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekâlet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır.
Öte yandan, dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması halinde kamu düzeniyle ilgili bulunması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hususları dikkate alındığında öncelikle bu neden üzerinde durulması gerektiği kuşkusuzdur.
Somut olayda, davacılar dışında başkaca mirasçıların bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Davacılar, hukuki ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayanarak miras payları oranında tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişler, yargılama sırasında isteklerine tazminat olarak devam etmişlerdir. Bu durumda ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunduğu söylenemez.
Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.