Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9137
Karar No: 2018/7132
Karar Tarihi: 26.09.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/9137 Esas 2018/7132 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/9137 E.  ,  2018/7132 K.

    "İçtihat Metni"

    .......

    Dava, davacının 2926 sayılı Kanun kapsamında 1999, 2000 ve 2002 yıllarında .......espiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    ..........sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanun"da, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı ".......sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
    İnceleme konusu davada; davacının Kırşehir Şeker Fabrikasına sattığı pancar ürününden dolayı adına tevkifat kesintisi yapıldığı, Kuruma tevkifat kesintilerine göre sigortalılığının başlatılması için başvurduğunu ancak başvurusunun 1999, 2000 ve 2002 yıllarında tevkifat kesintisi yapıldığı halde bu kesintilerin kendisine iade edildiği gerekçesiyle talebinin reddedildiği, mahkemece davacının tarımsal faaliyetin belirtilen devrede sürekliliğinin kabulü ile 1999-2002 yılları arasında 2926 sayılı Yasaya tabi olarak sigortalı sayılması ve bu bağlamda 6552 sayılı Yasadan yararlandırılması gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 22.09.2010 gün ve 2010/10-380 ve 2010/420 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca; Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden uygulama tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla 55 yaşını dolduran erkekler istekleri halinde kapsama alınırlar. Anılan madde, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 48. maddesi ile değişikliğe uğramış olup ilk tescil tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla 60 yaşını dolduran erkeklerin istemleri halinde kapsama alınacakları düzenlenmiştir.
    Anılan Yasa"nın 3. maddesinde “Tarımsal Faaliyette Bulunanlar”; “Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar” olarak ifade edilmiştir.
    Başka bir ifade ile 2926 sayılı Kanun’un 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından........sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9. maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36. maddesi kapsamında Kurum’un prim alacakların.........e ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2. madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek...........ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. ......iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir.
    2926 sayılı Kanun"un uygulamasına ilişkin 26.03.1994 tarihli 4 nolu tebliğin “D” bendinde; çiftçilerin.......... primlerinin sattıkları ürün bedellerinden tevkif suretiyle ödendiğini ispatlayabilmelerinin, kendilerine verilen belgeleri muhafaza etmelerine bağlı olduğu belirtilmiştir. Aynı tebliğin “F” bendinde ise çiftçilerin sattıkları ürün bedellerinden prim borçlarına mahsuben yapılan tevkifatların, tevkifatın kurum hesaplarına intikal etmesi koşuluyla, tevkifatın gerçekleştiği tarih itibariyle cari ve geçmiş dönem prim borçları ile iadenin talep edileceği dönemin sonuna kadar tahakkuk ettirilecek prim borçlarına mahsup edileceği, Kurum hesaplarına intikal etmeyen tevkifatların mahsup işlemine esas alınmayacağı belirtilmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, davacı adına 1999, 2000, 2001 yılllarında yapılan prim tevkifatlarının davacıya iade edilip edilmediğinin usulünce araştırılması, iade edilmediğinin anlaşılması halinde davacının talebi doğrultusunda 1999-2000 yılları arasında....... sigortalısı olduğunun tespitine karar verilebileceği, 2002 yılına ilişkin talebine yönelik ise, davacının sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı yapılması koşuluyla olabileceği gözetilmek suretiyle yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
    ........



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi