3. Hukuk Dairesi 2016/19861 E. , 2018/12317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ...... davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalılar vekilleri tarafından duruşma istemli, davacılar vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 04/12/2018 tarihinde davalı şirket vekili Av. ...... İnci ile davacılar vekili Av. ...... Evcimen Çiçek geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; dava konusu taşınmazın 500"er m² lik bölümlerini adi yazılı sözleşme ile taşınmazın önceki malikinden satın alarak üzerlerine bina yaptırdıklarını, taşınmazı sonradan satın alan davalıların kendilerinin taşınmazda hak sahibi olduklarını bildiklerini, ancak açtkları dava sonucunda ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiğini, taşınmazın satış işlemlerine devam edildiğini ileri sürerek; taşınmazın davalılar adına olan tapusunun iptali ile adlarına tescilini talep etmişler; 17/06/2015 tarihli ıslah dilekçeleri ile davayı ...... davasına dönüştürerek, dava açıldıktan sonra satılan taşınmazda yapmış oldukları binaların bedeli olan 114.580 TL"nin satış dosyasında yapılan ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan taşınmazdaki payları oranında tahsilini istemişlerdir.
Davalı şirket; aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, esas yönünden ise, davacıların dava dışı Mustafa Karakuş ile yaptıkları haricen satıma ilişkin sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; tapulu taşınmazın, harici satışa ve zilyetliğe dayalı olarak iktisap edilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve ......... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1 sayılı satış dosyasında düzenlenen 23/02/2013 tarihli kıymet takdir raporunda belirtilen A ve B nolu binaların davacı Nezih Sağır tarafından, C nolu binanın ve marangoz atölyesinin davacı ... tarafından yapıldığı, dava konusu taşınmazın davacılar tarafından yapılan muhtesatlar ile birlikte ihale yoluyla satıldığı, muhtesat bedellerinin de hisseleri oranında davalılara ödendiği, davalıların kendilerine ait olmayan muhtesatlar nedeniyle almış oldukları hisseleri oranındaki bedel kadar sebepsiz ......leştikleri gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacılar, taşınmazın kendileri tarafından yapılan muhdesatlar nedeniyle fazla bedelle satıldığını, bu fazla bedel kadar davalıların......leştiğini öne sürerek, bunun ödetilmesini istemişlerdir.
Sebepsiz......leşmeden söz edilebilmesi için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve......leşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz......leşme borçlusunun, muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan......leştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın, taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Bu nedenle, ekonomik yönden......leşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz......leşme, satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir.
Bu durumda, sebepsiz......leşme sebebiyle hükmedilecek miktar, muhdesatların satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır. Yani, taşınmazın davacılara ait muhdesatlar yapılmamış olsa idi kaç liraya satılabileceği bilirkişiye tesbit ettirilmeli, bilirkişinin bildireceği değerle muhdesatlar dahil belirlenen değer birbirine oranlanmalı, bu oranın davalılara ödenen satış bedeline uygulanması suretiyle elde edilecek fark bedel kadar davalıların muhdesatlar nedeniyle......leştiği kabul edilmelidir. Başka bir deyişle, davacılara ait muhdesatların satış bedelinden davalılara ödenmiş olan paradan yukarıda açıklanan orantı ile bulunacak kısım kadar davalılar haksız......leşmiş sayılır. Aynı şekilde, satış sonucu davacıların yaptırdığı muhdesatların ellerinden çıkması ile mameleklerinde bir azalma olacağı da kesindir.
O halde, mahkemece; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda uzman bilirkişiden rapor aldırılması ve her bir davalının......leştiği tutar tespit edilerek tahsiline karar verilmesi gerekirken, satış aşamasında alınan kıymet takdir raporundaki verileri esas alan bilirkişi raporunun hükme esas alınması, ayrıca her bir davacı için belirlenen bedelden davalılar müteselsilen sorumluymuş gibi hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir.
3) Davacıların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı tarafça, dava dilekçesinde talep edilen alacağın satış dosyasında yapılan ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiş ise de, HMK"nun 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olarak davacı tarafın faiz talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince ikinci bendde açıklanan nedenlerle davalılar yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenle davacılar yararına BOZULMASINA, 1.630"ar TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacılara, davacılardan davalı şirkete verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.