20. Hukuk Dairesi 2017/4820 E. , 2017/6495 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde; ilçesine bağlanan sayılı Kanuna 5711 sayılı Kanun ile eklenen 73. madde gereğince oluşturulan geçici yönetimden, yönetimin; 12.9.2011 tarihinde kat maliklerine devredildiğini, müvekkilinin bu toplu yapıda 1. Etap, AK- 11 Blok, 13 numaralı dairenin kat maliki olduğunu; tarafından 2011 tarihinde yapılan seçimler sonucunda Blok, Ada ve Toplu Yapı Temsilciler Kurullarının oluşturulduktan sonra beş kişilik ilk üst yapı yönetim kurulunun da seçildiğini bu kurulun daha sonra 19.11.2011 tarihide değiştirilerek yeni bir üst Yönetim Kurulu seçildiğini ve bu yönetim kurulunun yönetim planı gereğince genel seçimlerin yapılmasının zorunlu olduğu Haziran 2013 tarihine kadar görev yaptığını; 23.6.2013 tarihinde de beş kişilik yeni Toplu Yapı Yönetim Kurulunun Seçildiğini; bazı olayların gerçekleşmesinden sonra üyelerinin verdiği Yönetim planının netleştirilmesi ve üst yönetimin simgesel hale getirilmesi veya lav edilmesine ilişkin önerge üzerine bu önergenin kabulü ile aynı toplantıda kurulmasına karar verildiği ve iki gün sonra 17.7.2013 günlü saat 23.30 da düzenlenen toplu yapının tamamen kaldırılarak lav edilmesine, tüm yetkilerinin kullanılmasına karar verildiğini, tüm bu işlemlerin usul ve yasaya aykırı olduğunu bu neden Toplu Yapı Temsilciler Kurulunun 14.7.2013 tarihli toplantısında ; Toplu Yapı Yönetim Kurulunun Bütçesinin kabulu dışında alınan tüm kararların ve bu kararlara bağlı olarak gerçekleştirilen tüm işlemlerin uygulamasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması istenilmiş olup davacı vekili, 11/03/2014 havale tarihli ıslah dilekçesinde ise 14/07/2013 ve 21/07/2013 tarihli toplu yapı temsilciler kurulu kararlarında yönetim planının lağvedilmesine, tasfiye komisyonu kurulmasına, seçilmiş yönetimin tasfiye komisyonunca devir alınmasına ilişkin kararların mutlak butlanla hükümsüz olduğundan iptaline karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece; 09/04/2014 tarihli raporunda; davacının 61468 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan B/2-18 Blok 38 Nolu bağımsız bölüm maliki olup iptalini istediği 14/07/2013 tarihli toplu yapı temsilciler kurulu toplantısına blok kat maliklerini temsilen ada temsilcileri katıldığını ve alınan kararları itiraz şerhi ileri sürmeksizin imzaladıklarını, kat malikleri kurulu kararının iptali, toplantıya katılarak karara
olumlu oy vermeyen itiraz şerhi ile kararı imzalamış olan kat malikleri ve toplantıya katılmamış ve karara karşı olan kat malikleri tarafından istenebileceğini, davacı malikin temsilcisi vasıtasıyla toplantıya katılmış ve karara karşı itiraz şerhi ileri sürmemiş olduğunu, davacı malikin blok / ada kat malikleri kurulunun üyesi olup toplu yapı temsilciler kurulunun doğrudan üyesi bulunmadığını, toplu yapı temsilciler kurulunun üyelerinin ada yöneticileri olduğundan blok / ada kat maliklerinin ada yöneticisi ve temsilcileri aracılığı ile toplu yapı temsilciler kuruluna katılmakta olduğunu, yönetici ve temsilcilerinin temsil ettiği ada bağımsız bölüm sayısı kadar oy hakkına sahip olduğunu, toplantı tarihinden itibaren 1 aylık süre içinde 14/07/2013 tarihli toplu yapı temsilciler kurulu kararının iptalinin dava konusu yapılmamış olup sadece kararın uygulanmasının ihtiyati tedbiren durdurulmasının talep edildiğini, KMK"nın 33. maddesine göre ıslah talebinin 11/03/2014 tarihi itibariyle 1 aylık 6 aylık hak düşürücü dava açma süreleri geçirilmiş olduğunu, süre koşulu aranmayacak olan kararın yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayılmasını gerektirir haller mevcut olmayıp ileri sürülen nedenlerin kararın iptali gerekçesi oluşturmayacağını, dava konusu taşınmazın toplu yapı temsilciler kurulu tarafından yönetilmekte olduğunu, 22 adet ada yönetim kurulu başkanları ile 22 adet ada denetim kurulu başkanları olmak üzere toplam 44 üyesi bulunduğunu, 14/07/2013 tarihli toplu yapı temsilciler kurulu toplantısında görüşülerek 8904 olumlu oy ile kabul edilen yönetim planının lağvedilmesine, bu işlemin kurum ve kuruluşlar ile nezdinde planın geçersizliği ve bundan böyle adaların aktif hale gelmesi hususunda bir komisyon kurulmasına ve komisyonda görev yapacak üyelerin seçilmesine karar verildiğini, kabul edilen önergede yer alan açıklamaya göre, 7856 konut ve 32 işyeri olmak üzere 4.888 malikten oluşan büyük bir site görünümünde olması nedeniyle işletme, idame bakımından tek bir merkezden yönetiminin oldukça zor olduğunu, bu güne kadar toplu yapının uygulama ve faaliyetlerinde de bu durumun açıkça görülmekte olduğunu, bu kadar büyük bir sitede tüm uygulamaların homojen bir yapıda yürütülmesinin de pek mümkün görülmediği, öncelikle bu durumun aidat toplanmasında ve bütçe uygulamalarında açıkça görüldüğü, bu nedenle toplu yapı yönetim planının acilen yönetim organlarının görev sınırlarının açıkça netleştirilmesine ihtiyaç duyulduğu, bu kapsamda toplu yapı yönetim planının görev alanı itibariyle pasifleştirilerek simgesel hale getirilmesi kanaatinde olunduğundan toplu yapı yönetim planı ve toplu yapı yönetim kurulunun lav edilmesinin talep edilmiş olmasına göre yeni yönetim planı yapılması anlamında yönetim planının değiştirilmesinin ön görüldüğünü, kat mülkiyeti kurulurken tesis edilen yönetim planının baki kalmasının düşünülemeyeceğini, ana gayrimenkulün yönetim biçiminin kanunun emredici nitelikteki hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla kat malikleri kurulu tarafından serbestçe kararlaştırılabilecek olup yönetim organlarının blok, ada ve toplu yapı bazında yeniden oluşturulması anlamında yönetim planı yapılmasında ve yeni yönetim planı yapılıp yönetim organlarının oluşturulması amacıyla bir komisyon kurulmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, ayrıca karar yeter sayısının sağlanmadığına ilişkin itirazların da yerinde olmadığını, zira bu karar yeter sayısının sağlanmış olduğunun tespit edildiğini, ıslah talebi ile istenen 21/07/2013 tarihli toplu yapı temsilciler kurulu toplantısında davacının malik olduğu 61468 ada 5 parsel sayılı ada maliklerini temsilen ada temsilcisi katılarak karara itiraz şerhi koymaksızın imzalamış olduğunu, her ne kadar ismi yönetim organlarının geçiş süresi nedeniyle tasfiye kurulu olarak isimlendirilmiş ise de görev, yetki ve sorumluluklarına göre yöneticinin görev ve yetkilerine sahip olduğunun kabul edilmiş olması nedeniyle yeni yönetim planını hazırlayacak ve buna göre yönetim organlarını oluşturacak olan geçici yönetim olarak bu kurulun öngörüldüğünün anlaşıldığını, yönetim planı ve KMK"ya göre yönetici kat malikleri kurulunun seçeceğini, ayrıca yönetim planı ve yasada belirtilen dışında görev ve yetkilerin de belirlenebileceğini, ayrıca kat malikleri kurulunun istediği zaman yöneticiyi değiştirebilecek ve yeni yönetici seçebilecek olup, eski yöneticinin görevinin yeni yönetici seçilmesi ile sona ereceğini, hesapları ve defterleri yeni yönetime devir etmesi gerekeceğini, 21/07/2013 tarihli toplu yapı temsilciler kurulu kararı ile yeni yönetici olarak geçici yönetim vasfında davacının malik olduğu ada temsilcisi bulunduğu 3 kişilik tasfiye kurulu görevlendirilmiş olup, geçici yönetim seçilmesinde ve eski
yönetim tarafından geçici yönetim vasfında tasfiye kuruluna hesapların devir edilmesine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14.7.2013 tarihli toplantısında ; kabulü dışında alınan tüm kararların ve bu kararlara bağlı olarak gerçekleştirilen tüm işlemlerin uygulamasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması istenilmiş, davacı vekili 11/03/2014 havale tarihli ıslah dilekçesinde ise 14/07/2013 ve 21/07/2013 tarihli toplu yapı temsilciler kurulu kararlarında yönetim planının lağvedilmesi, tasfiye komisyonu kurulması, seçilmiş yönetimin tasfiye komisyonunca devir alınmasına ilişkin kararların mutlak butlanla hükümsüz olduğundan iptaline karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edlimiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerle tapu kayıtlarının incelenmesinden; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkta, kat mülkiyeti hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
Hukuki uyuşmazlıklarda asliye mahkemelerinin görevi asıl, sulh mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye mahkemesinde görülür. Bu durumda mahkemece; davaya konu taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/09/2017 günü oybirliği ile karar verildi.