21. Hukuk Dairesi 2014/25078 E. , 2015/8140 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş Mahkemesi
Davacı, mükerrer olarak talep edilen prim borcunun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 2004-2012 yılları arasında 2925 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunu, davalı Kurumca 01/10/2008 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilerek prim borcu çıkarıldığını belirterek, prim borcunun iptalini ve yaşlılık aylığı bağlanmasını istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı kurumun davacıya yönelik 10.214,00 TL prim borcu tahakkuk işleminin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/02/2004-31.12.2006 ve 01/04/2007-2012/10. aylar arasında 2925 sayılı Yasa kapsamında prim ödediği ve 25/12/2012 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu ancak davacının 22/10/2007-24/01/2013 tarihleri arasında ziraat odası kaydı olduğunun anlaşılması üzerine 01/10/2008-24/01/2013 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasa"nın 4/b maddesi kapsamında (Tarım Bağ-Kur) tescil edilerek prim borcu çıkarıldığı ve tahsis talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Mülga 2926 sayılı Yasa"nın 2.maddesinin 1.fıkrasına göre " Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın 3 üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar." Aynı Yasa"nın 10. maddesine göre " sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının,kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin,tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, ... Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği ve Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi kayıtları esas alınır." Bu kayıtlar tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesidir.
5510 sayılı Yasanın 4/b-4 maddesinde bu ilke aynen benimsenerek tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı sayılacakları bildirilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp, aynı zamanda bir yükümlülüktür.
Öte yandan 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık zorunlu olup bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz. Zorunlu sigortalılığın, isteğe bağlı sigortalılık ile çakışması durumunda asıl olanın zorunlu sigortalılık olduğu Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, ihtilaf konusu dönemde davacının tarımsal faaliyette bulunup bulunmadığı araştırılmadan hatalı değerlendirmeye dayanan yazılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde bulundurarak öncelikle 01/10/2008-24/01/2013 tarihleri arası dönemde yukarıda anılan maddede belirtilen kayıtların olup olmadığını söz konusu kuruluşlardan, davacının ziraate elverişli taşınmazlarının bulunup bulunmadığını ilgili tapu idaresinden, özel idareden, belediyeden araştırmak, varsa bunları kullanıp kullanmadığını belirlemek, nizalı dönemde görev yapan köy muhtarı ve azalar ile yeterli bilgi ve görgüye sahip kişileri belirleyip tanık olarak dinlemek, tarımsal kredi kullanıp kullanmadığını, arazi kiralayıp kiralamadığını tespit etmek,ayrıca zabıta tahkikatı ile de ayrıntılı araştırma yaptıktan sonra diğer bütün delilleri birlikte değerlendirerek davacının 5510 sayılı Yasa"nın 4/b maddesi kapsamında (Tarım Bağ-Kur) sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirleyerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.