3. Hukuk Dairesi 2018/3855 E. , 2018/12544 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptal tescil, ......., ecrimisil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... ve müdahale talep eden ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı, ... İlçesi, .... Mah. 32 pafta, 347 ada, 30 parselde bulunan 6 nolu taşınmazın 1/2 hissesinin .... Yetim, 1/2 hissesinin .... Yetim adına kayıtlı iken, 05.11.1997 tarihli.... Sözleşmesi ile 190.000 DM karşılığında davacıya satıldığını, 90.000 DM nin .... Yetim"e ödendiğini, karşılığında .... Yetim"e ait olan 1/2 hissenin tapuda 19.11.1997 tarihinde davacı adına tescil edildiğini, 1/2 hisse bedeli olan 100.000 DM nin .... Yetim vekili olan ... Önal"a ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ... Önal"a davacı tarafından 8 taksit halinde 80.000 DM ödendiğini, bu sırada .... Yetim"in .... ettiğini ve ... Önal"ın geri kalan 20.000 DM almak istemediği için 20.000 DM ödenemediğini, davacıya taşınmaz devrinin yapılmadığını, .... Yetim"e ödenen 80.000 DM da davacıya iade edilmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın .... Yetim adına tescilli 1/2 hissesine ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde davacı tarafından ödenen 80.000 DM nin davanın açıldığı tarihteki TL karşılığı olan 70.000,00 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Önal, 05.11.1997 tarihli sözleşme gereği davacıdan almış olduğu 80.000 DM nı .... Yetim hesabına yatırdığını, .... Yetim"in ölmeden önce bu paraları bankadan aldığını, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı ..., davalıya yapılan tebligatların usulsüz ve satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, geçersiz satış vaadi sözleşmesine dayanarak ....... talep edilemeyeceğini, davalıya ve mirasçılara ödeme yapıldığının belgelenemediğini belirterek davanın reddini istemiş, davacının muris .... Yetim"in .... ettiği 07.11.1998 tarihinden itibaren davaya konu taşınmazı işgal ettiğini, davacının o günden itibaren faiziyle birlikte kira bedeli ödemek zorunda olduğunu, davalı ..."in muris .... Yetim"in 1/4 pay ile mirasçısı olduğunu, ..."ın ...."a ödenmek üzere tahsil ettiği paranın 1/4 ünün faizi ile birlikte davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar ..."in yurtiçi ve yurtdışı adresleri yapılan tüm araştırmalara rağmen bulunamadığından, bu davalılara dava dilekçesi ve duruşma günü ilanen tebliğ edilmiş ve yargılama yokluklarında yapılmıştır.
Müdahale talebinde bulunan ..., davalıların .... olduğunu, davalıların hakkını korumak için davaya müdahalede bulunmak istediğini beyan etmiş, mahkemece yerinde görülmeyen müdahale talebi reddedilmiştir.
Mahkemece, esas dava yönünden tapu iptali ve tescil talebinin reddine, ....... davasının davalılar ...., ... yönünden kabulü ile 70.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ....... davasının davalı ... yönünden reddine; Karşı dava yönünden süresinde açılmayan karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve müdahale talebi reddedilen ... tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2013/11177 Esas - 2013 / 17713 Karar sayılı ve 11/12/2013 tarihli kararı ile; " ... Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, müdahale talebi reddedilen ..."in tüm temyiz itirazları, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Mahkemece; davacı tarafça 8 taksit halinde ödenen toplam 80.000 ... satış bedelinin, ödeme tarihleri de dikkate alınarak enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli, .......arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde rapor alınarak belirlemesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, bu esaslar dikkate alınmadan çelişkili ve yetersiz bilirkişi raporları doğrultusunda hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesi ile bozulmuş , mahkemece bozma kararına uyulmuş, bilirkişi kuruluna rapor hazırlatılmıştır. İktisatçı, mali müşavir ve hukukçu olan üç bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulu hazırladıkları raporda ödenen bedelin .... asgari ücret, memur maaşına göre güncellenmesi sonucu 153.146.62.- TL ye ulaşacağını belirtmiş, davacı 04/03/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu 153.146.62.- TL yükseltmiştir .
Mahkemece, esas dava yönünden
Tapu iptali ve tescil talebinin reddine,
....... davasının ...., .... yönünden kabulü ile, 153.146,62 TL" nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Diğer davalı ... Önal yönünden davanın reddine,
Karşı dava yönünden:
Süresinde açılmayan karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve müdahale talep eden ... tarafından temyiz edilmiştir .
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kararın bozmaya uygun olmasına göre, müdahale talebi reddedilen ..."in tüm temyiz itirazları, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)"Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (....... bozma yasağı). Bundan başka,taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık,temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "....... hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. .... Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Mahkemece oluşturulan ilk hükümde davacının 70.000.00.- TL dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline ilişkin talebi kabul edilmiş, hüküm sadece davalı ... ve müdahale talep eden .... tarafından temyiz edilmiştir , diğer anlatım ile davacı hükmedilen 70.000.00.- TL zararı olduğunu kabul etmiş, hükmü temyiz etmemiştir. Bozmaya uyulduktan sonra verilen kararda ise davacının toplam zararı olarak hesaplanan 153.146.62.-TL"ye hükmedilmiştir. Bu hüküm ile mahkeme, hükmü temyiz eden davalının aleyhine hüküm oluşturarak davalı yararına oluşan kazanılmış hakkı ihlal etmiştir.
Mahkemenin davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek ....... hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-)Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK"nın 176.maddesinde (HUMK.83.maddesi) ıslah; "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun müteakip 177.maddesinde (HUMK.84.maddesi) ise, ıslahın tahkikat bitinceye kadar kadar yapılabileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilme ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
Nitekim 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı.... Kararında; dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve sair hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve mahkeme kararına lüzum olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanlarıyla yapılabilen "ıslah"ın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 84. maddesinin açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği Yargıtay"ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmıştır.
Yine; Yargıtay İçtihadı Birleştime Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E.-2016/1 K.sayılı ilamı ile "Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı.... Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına" karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı vekili tarafından 04/03/2016 tarihli dilekçe sunularak, bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporuna göre ıslahla talep artışı yapıldığı, mahkemece ıslah dilekçesi dikkate alınarak karar verildiği görülmektedir.
O halde; mahkemece; davalı taraf lehine doğmuş olan usuli kazanılmış hak ile bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı hususları da göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davalı taraf lehine doğmuş olan kazanılmış usuli hak göz önüne alınmaksızın bozmadan sonra yapılan ıslaha göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.