2. Hukuk Dairesi 2014/19869 E. , 2015/4340 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Karşıyaka 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ :04.06.2014
NUMARASI :Esas no:2013/40 Karar no:2014/392
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın eş tarafından kusur belirlemesi, tazminat talebinin reddi, kişisel ilişkinin süresi, yoksulluk nafakasının miktarı ve ziynet alacağı yönünden, davalı-davacı erkek eş tarafından ise kusur belirlemesi, kendi tazminat taleplerinin reddi ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle d
avacı-davalı kadın eş"den duyuma dayalı olan tanık ifadelerine itibar edilemeyeceği gibi, toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda intihara teşebbüs eden, annesinin evlilik birliğine baskı ve müdahalesine sessiz kalan ve çocuğunu istemediğini söyleyen davacı-davalı kadın eşin ağır, intihara teşebbüs olayından 2 ay sonra eşinin tedavisiyle ilgilenmek istemediğini söyleyen davalı-davacı erkek eşin az kusurlu olması nedeniyle tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir.
2-Yukarıda 1. bentte belirtildiği üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadın eşin ağır kusurlu olması ve malulen emekli olup eşiyle birlikte limited şirket ortağı olduğu da gözetilerek Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları oluşmadığı halde yazılı şekilde lehine yoksulluk nafakası verilmesi doğru değildir.
3-Davacı-davalı kadın eş evlilik birliğinin temelinden sarılmasına neden olan olaylarda ağır kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md.4, TBK md.50 ve 52) dikkate alınarak davalı-davacı erkek eş yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
4-Davalı-davacı erkek eş, karşı dava dilekçesinde davaya konu ziynetlerden altın takı setinin kuyumcudan emanet alındığını ve daha sonra da iade edildiğini diğer ziynetlerin ise olmadığını beyan etmiştir. Davalı-davacı erkek eş tanığı kocanın kardeşi S.. Y.. doğum sonrası davacının onayı ile takıları bozdurup evin borçlarını sildiğini, tanık M. S. ise doğum öncesi emaneten verdiği 5, 6 bileziğin kendisine iade edildiğini, bunun dışında kendisine balayı nedeniyle emanet bırakılan takıların, dönüş sonrasında davalı erkek eş tarafından evin borçlarının ödenmesi için satılarak paraya çevrildiğini anlatmıştır. Bu durumda varlığı kanıtlanan davacı-davalı kadın eşin talep etmiş olduğu ziynet alacağının kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle davalı-davacı erkek eş yararına yoksulluk nafakası ve maddi tazminat yönünden, 4. bentte gösterilen sebeple davacı-davalı kadın eş yararına ziynet alacağı yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.03.2015 (Çrş)