20. Hukuk Dairesi 2016/907 E. , 2017/6648 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi ile Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekiliı parselin hükmen orman niteliği ile Hazine adına tescil edilmişse de, Ekim 1977 tarih ve 29 nolu tapuda kayıtlı olduğunu, Orman Yönetiminin komşu 10, 11 ve 13 sayılı parseller aleyhine açtığı davaların reddedildiğini, taşınmazın bu komşu taşınmazlarla bütünlük halinde olduğunu bildirerek, tapu kaydının iptalini ve davacı adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, aynı taşınmaz hakkında sayılı kararıyla taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş olması nedeniyle davanın reddine dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05.02.2013 gün ve 2012/9208 – 2013/775 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece çekişmeli taşınmazın Orman Yönetimi ile davacının kardeşi olan tesbit maliki arasında görülüp kesinleşen kadastro mahkemesinin 2005/272 - 2008/15 sayılı dosyasında "taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu ve dayanılan tapu kaydının taşınmaza uymadığının belirlendiği, iki dosyanın tarafları değişik olsa da orman olma olgusunun gerçekleştiği" gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; davacı taşınmazı kendisinin kullandığını, kadastro tesbiti sırasında yurtdışında olması nedeniyle kardeşi adına tesbit yapıldığını ileri sürmüştür. Gerçekten temyize konu dosya ile daha önce aynı parsel hakkında görülüp kesinleşen 2005/272 sayılı dosyanın taraflarının farklı olması nedeniyle kesin hükümden sözedilemeyeceği gibi; çekişmeli taşınmaz ile aynı bütünden gelen 128 ada 10, 11 ve 13 sayılı parsellerle ilgili olarak Orman Yönetiminin aynı iddia ile açtığı davalarda taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek yönetimin davasının reddi yolunda verilen kararlardan 10 sayılı parselle ilgili olanı Dairenin 2008/12545; 11 parselle ilgili olanı 2008/6128 sayılı kararıyla onanmış, 13 parsele ilişkin dosya eksiklik nedeni ile mahkemesine geri çevrilmiştir. Dosya içinde bulunan kadastro mahkemesinin 2005/272 - 2008/15 sayılı dosyası içindeki uzman bilirkişi raporu incelendiğinde, çekişmeli 12 parsel ile komşu 10, 11 ve 13 parsellerin memleket haritasındaki konumlarının birbiri ile aynı olduğu anlaşılmaktadır. Aynı mevkiide birbirine yakın komşu parseller hakkında birbirine çelişik kararlar verildiği halde, mahkemece, bu durum tartışılmadan ve yakın komşu diğer parsellerin durumunun da bir arada görülmesi amacıyla keşif yapılmadan karar verilmiş olması doğru değildir. O halde; mahkemece, yeniden yapılacak keşifte, öncelikle dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen
1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile batıdaki komşu taşınmazları gösteren kenarlaştırılmış pafta örneği getirtilmeli, yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, komşu parsellere ait yukarıda sözü edilen dava dosyaları incelenmeli, 13 parsele ilişkin dosyanın sonucu araştırılmalı, batıda bulunan komşu parseller ile, kuzeyde 128 ada 9 parsel, güneyde 1 ve 6, doğuda 12, 13, 14, 15 ve 16 parsellerin kadastro tesbit tutanakları, keşinleşmişlerse tapu kayıtları, davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, davalı olan parsellerin keşfi mümkünse birlikte yapılmalı, ziraat uzmanından taşınmazlardaki bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşı, dağılımı, kapalılık oranı, dikme mi kendiliğinden yetişme mi olduğu konularında bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, böylece elde edilecek deliller çerçevesinde karar verilmelidir.] denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne dava konusu 128 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 19/06/2014 tarih ve 2014/4864 – 6669 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan boma ilamında özetle; “...Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu dava konusu taşınmazın etrafındaki taşınmazların dava konusu taşınmazla aynı nitelikte olup kişiler adına fındık bahçesi vasfı ile tescil edildiğini, orman bilirkişi raporu dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu belirtmişse de, bu raporun açıklayıcı olmadığı gerekçesi ile davacının davasının kabulüne ve taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmişse de, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; öncelikle dava tapuda orman vasfı ile kayıtlı olan taşınmaza karşı açılmış bir tapu iptali ve tescil davası olup taşınmaz maliki ... olmasına karşın, dava, Orman Yönetimine karşı açılmış, Hazine davaya dahil edilmeden karar verilmiştir. Açıklanan bu sebeple, öncelikle Hazine davaya dahili edilmeli, taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilmelidir.
Dava konusu taşınmaz kadastro sırasında 13.10.1977 tarih 29 sıra nolu tapu kaydına dayanarak davacının kardeşi olan adına tesbit edilmiş, kadastro tutanağının edinme sebebinde bu tapu kaydının 128 ada 10, 11, 12, 13 ve 129 ada 1 sayılı parselleri kapsadığı, dava konusu 128 ada 12 parsel sayılı taşınmazın taksimle adına kaldığı, temyize konu dosyanın davacısı olan ise 128 ada 10, 13 ve 129 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kaldığı belirtilmiştir.
Dava konusu taşınmaza komşu olan ve taksimle davacı kalan 128 ada 13 parsel sayılı taşınmaz halen davalı olduğu dosya kapsamından anlaşılmış olup, dava dosyası, 129 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağı ve tapu kaydı dosyada bulunmamaktadır. 128 ada 10 parsel sayılı taşınmaz ise kadastro sırasında aynı tapu kaydına dayanarak davacı dına tespit edilmiş, Oman Yönetimin açtığı dava reddedilerek, taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş ve bu karar da kesinleşmiştir.
Mahkemece, davalı olan 128 ada 13 parsel sayılı taşınmaza ait dava dosyası, 129 ada 1 parsele ait kadastro tutanağı davalı ise, dava dosyası tapuya kaydedilmiş ise tapu kaydı ile dava konusu taşınmaza komşu olan taşınmazların kadastro tutanakları ve dayanakları ile davalı olanlara ilişkin dava dosyaları dosya içerisine alındıktan sonra, yöreyi ve davalı taşınmazı bilen elverdiğince yaşlı mahalli bilirkişi, tanıklar ve fen bilirkişi eşliğinde yapılacak keşif ile dava konusu parselin kadastro sırasında taksimle davacının kardeşi adına tespit edildiği, davacıbu taşınmazda hakkı bulunmadığı Rafet Bayyılmaz"a başka taşınmazlar düştüğü nazara alınarak dava konusu taşınmazın hükmen orman olmasından sonra davacı arasında kadastro sırasında var olan taksim anlaşmasında bir değişiklik olup olmadığı araştırılmalı, bilirkişilerden bu hususta ayrıntılı beyanlar alınmalı ve tarafların sunduğu tüm deliller toplanarak sonuca göre karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır...” gereğine değinilmiştir.
-3-
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu; açılan davanın kabulüne parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ile Hazine tarafından temyiz edilmiştir
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/09/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.