22. Hukuk Dairesi 2018/10784 E. , 2018/20797 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının 11.10.2009-31.01.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde akaryakıt istasyonunda çalıştığını,... akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbra tazminatı, yıllik izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının doğruluk ve dürüstlük kurallarına uymayıp güveni sarsması nedeniyle akdin haklı olarak derhal feshedildiğini, davacının talep konusu alacaklarının ödendiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu, davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığıdır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda ... yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, ... yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı ... Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmalar bakımından da geçerlidir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının dini bayramların ilk günü hariç tüm tatillerde çalıştığı, haftanın 6 günü, günde 08.00-20.00 saatleri arası haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı, davalı tarafından bu çalışmaların ödendiğinin ispat edilemediği kabul edilmek suretiyle fazla çalışma ile ulusal bayram ve genl tatil ücreti alacakları hesaplanmıştır. Dosya kapsamına, temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre davacının 31.01.2011 tarihindeki ücretinin brüt 1.145,4 TL (net 820,00 TL) kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, bordrodaki ek kazanç adı altındaki tahakkuklarının dikkate alınıp alınmayacağı konusunda varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
Dosya kapsamında imzasız ücret bordroları yer almakta olup, bordrolarda normal kazancın yanısıra ek kazanç adı altında sürekli olarak değişen miktarlarda ödeme tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Şu halde, ek kazanç adı altındaki bu ödemelerin neye ilişkin olduğunun taraflardan ve tanıklardan sorularak, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin olduğunun anlaşılması halinde, bordrolara göre yapılan ödemelerin mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- ... sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı ... Kanunu"nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin ... sözleşmesini haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda, davacı ... akdinin işveren tarafından haksız feshedildiğini iddia etmiş olup, davalı işveren davacının çalıştığı dönemde işyeri kasasının süreli açık verdiği, davacının kasadan fazladan ürün geçirmeye çalıştığı, 28.01.2010 tarihinde 91,00 TL"lik akaryakıt fişini iptal ederek parasını kasadan aldığını ve fişi çöpe attığını, bu hususların tespit edilmesi üzerine davacının ... akdinin ... Kanunu 25. madde uyarınca haklı olarak derhal feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı tanık beyanlarının çelişkili olması, tanığın yargılamada tutanaktaki imzasını inkar etmesi, davacının çalıştığı sürede kasa açığı vb. olaylardan dolayı hiçbir zaman hakında bir tutanağın tutulmamış olması nedeniyle işten haklı nedenle çıkarıldığı savunmasının ispatlanmadığı kanaatine varılarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklısı olduğu sonucuna ulaşılmış ve ilgili alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ancak, dosyada yer alan davacının imzasını taşıyan 28.01.2011 tarihli dilekçede davacı, 01.02.2011 tarihinde görev değişikliğine giderek üretim tesisine geçeceğini, bu tarihten önce markette tarafından meydana gelen kasa hesabı ile ilgili sorunların tarafına ait olduğunu ve kasa açıklarının tarafınca ödeneceğini beyan etmiştir. Söz konusu belgeye ilişkin mahkemece herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır. Dosya kapsamında yer alan 28.01.2011 tarihli dilekçe içeriği ve altındaki imza davacıdan sorularak, verilecek cevaba göre yeniden bir değerlendirme yapılmak suretiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususu tespit edilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece brüt miktarlar üzerinden ilgili alacaklara hükmolunmasına rağmen, yasal kesintilerin ödeme sırasında dikkate alınacağının belirtilmemiş olması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.