1. Hukuk Dairesi 2014/20729 E. , 2017/4403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.09.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava ve birleştirilerek görülen dava, "sahtecilik" hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davanın davacıları, mirasbırakanları ..."ın davaya konu 10 parça taşınmazdaki paylarının kendisinden alınan vekaletname kullanılarak davalı adına tescilinin sağlandığını, vekaletnamedeki imzanın mirasbırakana ait olmadığını ileri sürerek tapu iptali-tescile; taşınmazların üçüncü kişilere satılması halinde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Asıl ve birleşen davanın davalısı, zamanaşımı süresinin geçtiğini, vekaletnamenin de geçerli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Gerçekten de, getirtilen kayıt ve belgelerden, asıl ve birleşen davanın davacılarının mirasbırakanı olan ..."ın davaya konu 10 adet (245, 247, 249, 251, 253, 255, 257, 259, 261, 263) parseldeki 39/384"er paylarının 21.05.1990 tarihli vekaletnameyle vekil kılınan ... vasıtasıyla 06.11.1990 tarihli resmi akite davalı ..."na satış yoluyla temlik edildiği; resmi akitte ..."nı yaşının küçük olması edeniyle annesi ... ile babası ...n"ın velayeten temsil ettikleri anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 20.06.2013 tarihli heyet raporunda, vekaletnamedeki imzanın ..."ın eli ürünü olmadığının belirtildiği; Grafoloji ve sahtecilik uzmanının 30.12.2013 tarihli raporunda ise, vekaletnamedeki imzanın ..."ın elinden çıkmış olmasının kuvvetle mümkün ve muhtemel olduğunun bildirildiği görülmektedir.
Mahkemece, grafoloji ve sahtecilik uzmanının 30.12.2013 tarihli raporu benimsenerek, davada ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, Adli Tıp Kurumu, uzman kadrolarıyla bir çok ihtisas kurulundan oluşan ve Adalet Bakanlığı"na bağlı olarak kanunla kurulmuş bulunan resmi bilirkişilik kurumu olup; yargısal uygulamada da, bilirkişi incelemesi yönünden başvurulması gereken en yetkili sağlık kurulu olarak kabul edilmektedir.
Hal böyle olunca, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 20.06.2013 tarihli heyet raporuna üstünlük tanınmak suretiyle davaya konu taşınmazların davalıya temlikinde kullanılan vekaletnamedeki imzanın ..."ın eli ürünü olmadığı ve bunun sonucu olarak da, anılan vekaletnameyle yapılan temlik işleminin resmi aktin tarafı olan ilk el konumundaki davalı bakımından hukuki bir sonuç doğurmayacağı benimsenerek davanın kabulüne karar verilmesi yerine, yanılgılı değerlendirme ile tek bir bilirkişi tarafından hazırlanan 30.12.2013 tarihli raporun uzman ihtisas kurulunun hazırladığı 20.06.2013 tarihli rapora üstün tutularak davanın reddedilmesi isabetsizdir.
Davacıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.