20. Hukuk Dairesi 2016/543 E. , 2017/6695 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan ..., davalılar ... ve kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında m² yüzölçümü ve orman vasfıyla ... adına tespit edilmiştir.
Davacı gerçek kişiler, zilyetlik ve tapu kayıtlarına dayanarak 127 ada 1 sayılı parselin tespitinin iptali ile adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır.
Mahkemece ayrı ayrı açılan davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucu:
1) Davacı ... tarafından dava konusu edilen ve fen bilirkişileri tarafından 30/06/2014 tarihli bilirkişi raporlarında 1 sayılı parsel olarak tespit edilen 9963,73 m²"lik kısım yönünden davanın kabulüne, bu kısmın dava konusu Başkalecekik köyü 127 ada 1 sayılı orman parselinden ifraz edilerek adanın son parsel numarası verilmek sureti ile davacı ... adına tespit ve tesciline,
2) ... ve ... tarafından dava konusu edilen ve fen bilirkişileri tarafından 30/06/2014 tarihli raporlarında 4 sayılı parsel olarak işaretlenen taşınmazdan 127 ada 41 sayılı parsel içerisinde kalan 1286,97 m²"lik kısım yönünden davanın reddine, taşınmazın geriye kalan ve fen bilirkişi raporunda kırmızı renk ile taralı olan 1711,34 m²"lik kısım yönünden davanın kabulüne, bu kısmın adanın son parsel numarası verilmek sureti ile Hüseyin Dikme adına tespit ve tesciline,
3) Davacılar ..., ... ve ... tarafından dava konusu edilen 2, 3, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 parseller yönünden davanın reddine,
4) Dava konusu edilen hektar 0923,57 m²"lik kısmının orman vasfı ile ... adına tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ..., davalı ... ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun kadastrosu 40. maddesi uyarınca yapılmıştır.
1) Davacı ... emyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre davacı ... tarafından dava konusu edilen 3 sayılı parselin 127 ada 40 parsel 7 sayılı taşınmazın 127 ada 37 parsel 9 sayılı taşınmazın 127 ada 31 parsel 9 sayılı taşınmazın 127 ada 31 parsel 11 sayılı taşınmazın 127 ada 31 parsel içinde ve 4 sayılı taşınmazın 41286,97 m²"lik kısmının 127 ada 41 parsel içinde kaldığı, çekişmeli 127 ada 1 sayılı parsel içinde kalan 2, 5, 6, 8 ve 10 parsel yönünden ise uzman orman ve fen bilirkişi
-2-
2016/543 - 2017/6695
tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, 2, 5 ve 6 sayılı taşınmazların orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden oldukları, 8 ve 10 sayılı parsellerin ise orman sayılan yerlerden olup, davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmazlara uymadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı ... Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece çekişmeli 1 sayılı taşınmaz ile 4 sayılı taşınmazın kırmızı renk ile boyalı 1711,34 m²"lik kısmına ilişkin davanın kabulüne karar verilmişse karar usûl ve kanuna aykırıdır. Zira taşınmazların dört tarafının kesinleşen orman olduğu ve 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde oldukları anlaşılmaktadır. Gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "...6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Kanun, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Kanun ile değişik hali).
Kanun metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazların memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel
-3-
2016/543 - 2017/6695
Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [YHGK’nın 10.12.1997 gün ve 1997/20 - 830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20 - 808/1039, 08.02.1999 gün ve 1999/7-22-43, 13.10.1999 gün ve 1999/8-689 - 822, 03.04.2002 gün ve 2002/8-230-261 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanununun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazların özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : 1) Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacı ..."nin dava konusu 2, 3, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 sayılı taşınmazlar ile 4 sayılı taşınmazın 41286,97 m²"lik kısmına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,
2) Yukarıda (2) nolu bentde açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve Orman Yönetiminin dava konusu 1 sayılı taşınmaz ile 4 sayılı taşınmazın 1711,34 m²"lik kısmına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/09/2017 günü oybirliği ile karar verildi.