17. Ceza Dairesi 2016/17288 E. , 2018/9852 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
5237 sayılı TCK"nın 116. maddesinde düzenlenen iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçuna ilişkin ""İşyeri"" kavramı ile aynı Kanun"un mülga 142/1-b maddesinde düzenlenen ""Bina veya eklentisi"" mefhumunun birbirlerinden farklı oldukları, TCK"nın 116. maddesi bağlamındaki iş yerinin, bina veya eklentisi niteliğinde olmasının zorunlu bir unsur olmadığı göz önüne alındığında, tebliğnamede bozma isteyen (1) numaralı düşünceye iştirak edilmemiştir.
Suça sürüklenen çocuk hakkında atılı suçlardan açılan kamu davasının yaşı büyük sanıklar hakkında açılan kamu davası ile birleştirilmesine karar verildiği, çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, 5395 sayılı Yasa"nın 17/3. maddesi gereğince davaların birlikte yürütülmesinde mahkemelerin uygun bulması şartıyla yargılamanın her aşamasında birleştirme kararı verilebileceği, birleştirilen davaların genel mahkemelerde görüleceği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2011/6-331 Esas, 2012/69 Karar sayılı ve 28.02.2012 tarihli kararı ile 5271 sayılı CMK"nın 185. maddesi uyarınca 18 yaşını doldurmamış çocukların duruşmalarının kapalı yapılacağı ve hükmün de kapalı duruşmada açıklanacağı anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk ..."ın 18 yaşını ikmal etmemiş olmasına karşın, birleştirme kararını takip eden tüm celselerin kapalı yerine açık yapılması, hükmün de açık celsede tefhim edilmesi, giderilmesi ve tekrarlanması olanağı bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya kapsamına göre, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Eklenti; konut, işyeri veya benzeri yerlerin kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan, girilmesi konut veya iş yerinde çalışan kimselerin, özgürlük, huzur ve güvenliğini bozabilecek ek yapı veya yerlerdir. Buna göre; dosya arasında bulunan bilirkişi raporlarına ve söz konusu raporların eklerinde yer alan suça konu yere ait fotoğraflara göre, suça konu kabloların çalındığın yerin, bina eklentisi niteliğinde olduğunun anlaşılması karşısında; sanık ve suça sürüklenen çocuğun eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nın mülga 142/1-b maddesinde düzenlenen suça uyduğu gözetilmeden, aynı Kanun"un 142/1-e maddesi ile uygulama yapılması,
2-Suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ..."in suça konu kabloları çalıp hakimiyet alanlarına geçirdikten sonra, devriye görevini ifa eden kolluk görevlilerince, durumlarından şüphelenilerek takip edildikleri ve suça sürüklenen çocuğun elindeki kablolarla birlikte yakalandığında suça konu kabloları çaldığı yeri göstererek müştekiye eksiksiz olarak teslimini sağladığı olayda; soruşturma aşamasında müştekinin tüm zararını karşılayan suça sürüklenen çocuk ve iadeye söz ve davranışlarıyla karşı çıkmayan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 168/1. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-5237 sayılı TCK"nın 62/2. maddesinin ""Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir."" şeklinde düzenlendiği, anılan maddedeki takdir indirim sebeplerinin lehe uygulama açısından sınırlı olarak sayılmamasına karşın ""Suça sürüklenen çocuğun/sanığın madde kullanmak için suç işlediği anlaşılmakla..."" şeklindeki yasal olmayan ve yetersiz gerekçeyle, suça sürüklenen çocuk ve sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerde, anılan madde hükümlerinin uygulanmaması,
4-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan, suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hapis cezaları hakkında hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ve ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde ve 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesinde sayılan nesnel ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, suça sürüklenen çocuğun ve sanığın UYAP"tan alınan güncel adli sicil kayıtlarında daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetlerinin bulunmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilmek için aranan 5271 sayılı CMK"nın 231/6-a maddesinde gösterilen "Kasıtlı suçtan mahkum olmama" ile 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesinde aranan ""Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olma"" nesnel koşullarının bulunduğu, hırsızlık suçu yönünden müştekinin tüm zararının failler tarafından karşılandığı, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun ise zarar doğurmayan suçlardan olduğu, öznel koşullar yönünden olaya bakıldığında, suça sürüklenen çocuğun ve sanığın tüm aşamalarda suçlarını ikrar ettikleri ve duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz davranışlarının da bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde ""Sanığın tekrardan suç işlemeyeceği mahkememizce yapılan yargılama sırasında anlaşıldığından..."" şeklindeki yetersiz gerekçeyle ve suça sürüklenen çocuk hakkında ise hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerde ""... daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olmasına rağmen tekrardan suç işlediği anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuğun tekrardan suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde kanaat oluşmadığından..."" şeklinde yasal olmayan ve yetersiz gerekçe hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ve ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
5-Suç tarihi itibarıyla 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 53/4. maddesi uyarınca aynı maddenin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarının uygulanamayacağının gözetilmemesi,
6-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, hükümlerden sonra TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
7-Türkçe bilmeyen sanık ve suça sürüklenen çocuk için görevlendirilen tercüman giderlerinin 5237 sayılı TCK"nın 324/5. maddesine göre yargılama gideri sayılmayacağı ve Devlet Hazinesi"nden karşılanması yerine sanık ve suça sürüklenen çocuktan tahsiline karar verilmesi,
8-İştirak halinde suç işleyen sanık ve suça sürüklenen çocuktan sarfına sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yapılan yargılama giderlerinin ise payları oranında alınmasına karar verilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin ne şekilde tahsil edileceğinin karar yerinde gösterilmemesi sureti ile 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafii ile sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 03/07/2018 günü oybirliğiyle karar verildi.