21. Hukuk Dairesi 2015/6533 E. , 2015/8666 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/12/1989 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin kurulan hüküm Dairemizin 03/10/2013 tarihli ve 2013/2765 Esas ve 2013/17895 Karar no lu ilamı ile özet olarak “işyerinin kanun kapsamında olmayıp faaliyetini sürdürüp sürmediğininin araştırılması, davacıya verilen sigorta sicilinin hangi serilerden olduğunu Kurum"dan sorulması, askerlik hizmetini yapıp yapmadığının araştırılması, komşu işyeri tanıklarının dinlemesi ” gerektiği belirtilmek suretiyle eksik inceleme ve araştırma nedeniyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamın karşı “uyma” kararı verilerek yapılan yargılama neticesi davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanun"a tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir" hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı ve işverenin kabul beyanı tek başlarına yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük
çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınarak; davanın kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 01/12/1989 tarihli, 6119-553124 sicil numaralı ... ünvanlı işyerince düzenlen ilk işe giriş bildirgesinin 24.05.1991 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal etmiş olduğu, 01/12/1989 tarihli ilk işe giriş tarihinin belirtildiği sigorta giriş kartı örneğinin dosyaya sunulduğu, davacının 01/10/1993- 01/08/1996 tarihleri arasında 1021 gün SSK lı hizmetinin bulunduğu, işyerinin 01/08/1988- 31/08/1988 tarihleri arasında 506 sy. Kanun kapsamında olduğu, davalı işyeri sahibinin 01/08/1993-28/02/2006 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu, davacı tanıklarının dinlendiği, bozma ilamı sonrası ise Kurum yazı cevabı ile “ilk işe giriş bildirgesinin, bildirgenin Kurum"a intikal ettiği yıl olan 1991 yılı serilerinden olduğunun” bildirildiği, davacının 30/11/1991-30/07/1992 yılları arasında askerlik görevini tamamladığı, yapılan zabıta araştırmaları neticesi “davalının eşi tarafından KITEM DIŞ TİCARET ünvanlı işyerinin 20-25 yıl önce ..., 2-3 yıl faaliyette bulunduktan sonra kapandığının beyan edildiği” ile “davalı işyeri sahibi tarafından davalı işyerinin 1980 yıllarında faaliyete başlayıp halen açık olduğunun ancak faal olmadığının, ismi geçen davacının ise 1989 yılında kısa bir süre için çalıştığının beyan edildiği” hususlarının tutanaklara bağlanmış olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davalı işyerinin 31/08/1988 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamından çıkmış olduğu, ihtilaf konusu tarihte davalı işyeri sahibine ait vergi kaydının da olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı işyerinin ne şekilde faaliyetlerini sürdürdüğünün şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmeden sonuca gidilmiş olduğu ve bu şekilde Dairemizin bozma ilamına karşı “uyma” kararı verilmiş ise de bozma ilamı gereğinin yerine getirilmediği görülmektedir.
Hizmet akdinin oluşabilmesi için işyerinin varlığı öncelikli koşul olduğundan yapılacak iş; davalı işyerinin Kanun kapsamından çıktığı tarihten (31/08/1988) sonrasında da işyerinin faal ve kapsama alınabilecek nitelikte olup olmadığını işyerine ait vergi kaydı, elektrik, su faturaları ile araştırmak, Belediye, zabıta aracılığıyla davalı işyerinin hangi tarihlerde faal olduğunu belirlemek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak tüm deliller birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.