21. Hukuk Dairesi 2014/12743 E. , 2015/8670 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Balıkesir 1. İş Mahkemesi
Davacı, 01/06/2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mahmut Kalemci tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacının temyiz itirazlarının kabulüne;
3-Dava; davacının tahsis talep tarihi olan 06.05.2013 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01.05.1966 doğumlu olan davacının 06.05.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davacının 01.07.1985 – 14.12.1989 tarihleri arasında 90 gün fiili hizmet zammı ile birlikte 930 gün (2 yıl 7 ay) 5434 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığının, 15.11.1982 – 31.10.1990 tarihleri arasında 218 günü 18 yaşından önce olmak üzere toplam 1.492 gün (4 yıl 1 ay 22 gün) 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığının, 09.11.1990 – 06.05.2013 tarihleri arasında da 22 yıl 11 ay 22 gün 1479 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi) kapsamında sigortalılığının bulunduğu, davacının yaşlılık aylığı talebinin Kurum tarafından “48 yaşın tamamlandığı 01.05.2014 tarihinde yaşlılık aylığı şartlarının tamam olacağı” gerekçesi ile reddedildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; davacıya 1479 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık bağlanacağı zaman, 18 yaşından önce 506 sayılı Kanun kapsamında geçen çalışmaların ve 5434 sayılı Kanun kapsamındaki fiili hizmet zammının, 1479 sayılı Kanunun geçici 10. maddesine göre kademeli geçişte dikkate alınıp alınmayacağına ilişkindir.
Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 23.05.2002 tarih, 4759 sayılı Kanun ile değişik geçici 10. maddesinin 2. fıkrasıdır. Buna göre 23.05.2002 tarihini takip eden aybaşına kadar olan prim gün sayısına göre kademeli şekilde belirtilen yaşlarda yaşlılık aylığına hak kazanılacağı belirtilmiştir.
Buna göre, 1479 sayılı Kanun uyarınca sigortalının hangi tarihte yaşlılık aylığına hak kazanacağı hesaplanırken, 23.05.2002 tarihini takip eden aybaşına kadar ödenen prim gün sayısına göre hesaplama yapılmaktadır. Primin 18 yaşından önce veya sonra ödenmesinin, bu süre içerisinde fiili hizmet zammı olup olmamasının bir önemi yoktur. Başka bir deyişle; 23.05.2002 tarihini takip eden aybaşına kadar primi ödenen ve sigortalılık süresi olarak değerlendirilen tüm süreler tespit edilerek toplam primi ödenen gün sayısı hesaplanacak ve kadın ise 20, erkek ise 25 yıl prim ödenmesi şartının tamamlanması için gerekli süre bulunacak ve buna göre sigortalının hangi yaşta yaşlılık aylığına hak kazanacağı belirlenecektir.
Somut olayda; 06.03.2013 tahsis talep tarihinde toplam 30 yıl 14 gün prim gün sayısı bulunan davacının, 01.06.2002 tarihine kadar, 11 yıl 6 ay 22 gün 1479 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi), 4 yıl 1 ay 22 gün 506 sayılı Kanun, 2 yıl 3 ay 5435 sayılı Kanun kapsamında ve 4 ay Askerlik borçlanması süresi olmak üzere toplam 18 yıl 7 ay 14 gün prim gün sayısının bulunduğu, 25 yılın tamamlanması için gerekli sürenin 6 yıl 4 ay 16 gün olduğu, buna göre 1479 sayılı Kanunun 23.05.2002 tarih, 4759 sayılı Kanun ile değişik geçici 10. maddesinin 2. fıkrasının d alt bendi uyarınca 47 yaşını tamamlaması şartıyla yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği, davacının 01.05.2013 tarihinde 47 yaşını tamamladığı, buna göre tahsis talep tarihinde yaşlılık aylığı şartlarının tamam olduğu görülmüştür. Buna rağmen yerinde olmayan gerekçe ile red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, tahsis talep tarihinde davacının yaşlılık aylığı şartlarının tamam olduğunu göz önünde tutarak davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.