Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3942
Karar No: 2018/7636
Karar Tarihi: 08.10.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/3942 Esas 2018/7636 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/3942 E.  ,  2018/7636 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21/1. ve 76/4. maddeleridir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrasında, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir.
    Bu düzenleme ile işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla, işverenin ve üçüncü kişilerin iş kazasındaki kasıt veya kusurunun tespiti amacıyla; iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerekir.
    Sağlık hizmeti giderleri bakımından davanın yasal dayanağı niteliğindeki 5510 sayılı Kanunun 76. maddesinin 4. fıkrasında, iş kazası ile meslek hastalığı, işverenin kastı veya genel sağlık sigortalısının iş sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı davranışı sonucu olmuşsa, Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderlerinin işverene tazmin ettirileceği düzenlenmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 77’nci maddesi uyarınca, işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar. Anılan madde ile, işverenlere, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramından kapsamlı olarak, her türlü önlemi almak yanında, bir anlamda objektif özen yükümlülüğü de öngörülmektedir. Bu itibarla işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan sarfınazar etmesi kabul edilemez.
    Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Dünya Sağlık Örgütü"nün (WHO) ortak Komisyonunda işçi sağlığının esasları: Bütün işkollarında işçinin fiziksel, ruhsal ve sosyo-ekonomik bakımdan sağlığını en üst düzeye çıkarmak ve bunun devamını sağlamak; çalışma şartları ve kullanılan zararlı maddeler nedeni ile işçi sağlığının bozulmasını engellemek; her işçiyi kendi fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işte çalıştırmak; özet olarak işin işçiye ve işçinin işe uyumunu sağlamak olarak tanımlanmaktadır. Belirlenen amaçlara ulaşmak, dolayısıyla iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek temel sorumluluktur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2006 gün ve E: 2006/10-696, K: 2006/704 sayılı kararı).
    Diğer yandan, olay tarihinde yürürlükte olan “İş Sağlığı ve iş Güvenliği Tüzüğünün” 2. ve 499. maddeleri ile “Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin” 5. maddesinde belirtildiği üzere; çalışanların, dikkatli ve tedbirli olmaları, talimatlara uygun hareket etmeleri gerekli olup, kişilerin kendi sağlıkları ve güvenlikleri için her türlü şartlara rağmen, alabileceği tedbirleri almakta ihmalkar davranmamak, gerekli durumlarda amirlere veya ilgililere haber vermek, sağlık ve güvenlik kurallarına uygun hareket etmek yükümlülükleri bulunmaktadır.
    İnceleme konusu davada; 26.01.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle malul kalan sigortalıya ödenen gelir ile tedavi giderlerinin tahsilinin talep edildiği,mahkemece kusur raporu esas alınarak %60 kusur oranı üzerinden işverenin Kurum zararından sorumlu olduğuna karar verildiği, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden kazalı sigortalının işyerindeki çalışmasının ayak kumanda pedalı makina tablası üzerine konulmuş vaziyette, parçalar mıknatıslı tutucu kullanılmadan sol el ile açık kalıp içine yerleştirilerek ve el ile ayak pedalına basılarak presleme işlemi yapılıp pres kalıbı açıldığında pres koçu üst ölü noktada beklemede iken sağ el ile kalıp arasından mamul parçanın alınması şeklinde olduğu, kaza olayının da imal edilen malzemenin sağ el ile alınması esnasında presin sigortalının sağ eli üzerine düşmesi neticesinde meydana geldiği,
    İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 180. maddesinde "Preslerde açık kalıpla yapılan çalışmalarda,işçilerin ellerinin korunabilmesi için çift el kumanda tertibatı veya fotosel emniyet sistemi bulunmalıdır ve bunlardan bir tanesi tek başına presi harekete geçiremeyecek şekilde yapılmış olmalıdır. Büyük parçaların işlendiği ağır presler ile enjeksiyon ve püskürtme preslerinde fotosel tertibatı bulunacak veya tamamen kapanmadıkça harekete engel olan sürgülü, kontaklı veya mekanik engelli kapaklar yapılacaktır." düzenlemesi yer almaktadır.
    Temel hak ve özgürlükler kapsamında güvence altına alınan kişilik değerlerinin başında bireyin vücut bütünlüğünün dokunulmazlığı gelmektedir. İşverenin temel insan haklarından olan işçinin vücut bütünlüğünü korumak üzere teknolojik gelişmelerin sağladığı imkan oranında gerekli tedbirleri almalıdır. Pres tezgahlarında çift el kumanda sistemi, fotosel emniyet sistemi gibi operasyon noktası koruyucuları uygulanmalı, iş güvenliği, çalışanın inisiyatifine ve dikkatine bırakılmamalı işveren tarafından sürekli denetim ve iş güvenliği konusunda eğitim verilmelidir.
    Bu bağlamda somut olayda; sigortalı tarafından elektrikli kumanda sistemi ayak butonunun pres tablasına konularak ve bu butona el ile müdahale edilerek makinanın çalıştırıldığı, bu şekilde çalışmanın yanlış olduğu birimden sorumlu kişilere bildirildiği halde gerekli değişikliğin yapılmadığı, doğru ve emniyetli iş kurallarına göre çalışma şartlarına uyulmadığı, işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmakla pres makinasında çift el butonu mevcut olmasına rağmen bu güvenlik tedbirinin çalıştırılmaması, işverenin usulüne uygun ve güvenli çalışma ortamını sağlamaması, iş güvenliğinin işçinin inisiyatifi ve dikkatine bırakılması işverenin kusur ve sorumluluğunun daha fazla olmasını gerektirir.
    Mahkemece alınan kusur raporunda sigortalının iş kazasının meydana gelmesinde %40, işveren davalının %60 oranında kusurlu olduğu belirtilerek, bu kusur oranları üzerinden karar verilmiş ise de tespit edilen kusur oranlarının kazanın oluşuna uygun olmadığı, kusur tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçları irdeleyen, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle belirleyen, kusur raporları arasındaki çelişkiyi gideren denetime elverişli kusur raporu alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi