9. Hukuk Dairesi 2015/2815 E. , 2015/5710 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ)
DAVA :Davacı, işveren tarafından gerçekleştirilen feshin geçersiz olduğunun tespiti ile işe iadesine karar verilmesi, boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı kurum ile 21/03/2013 tarihinde iş akdi imzaladığını, dış uzman (dış inceleme elemanı) ünvanı ile çalışmaya başladığını, görevinin yükleme öncesi denetim ve gözetim olduğunu, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, işveren tarafından gerçekleştirilen feshin geçersiz olduğunun tespiti ile işe iadesine karar verilmesi, boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama (iş güvencesi) tazminatı taleplerinde bulunmuştur.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacı ile belirli süreli iş sözleşmesi imzalandığını, işin bitiminde davacı ile bir kez daha iş sözleşmesi imzalanmamasına karar verildiğini, iş akdinin belirli süreli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacının statü hukukuna tabi olduğu, davacının tayin, nakil,terfi, kadro ve diğer özlük haklarının idari tasarruf olan yönetmelik ile düzenlendiği, dava konusu uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
Kanunun 2 nci maddesinde bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmıştır. İşçi ve işveren sıfatları aynı kişide birleşemez.
Yasanın 8 inci maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
Somut olayda, taraflar arasında 21/03/2013 tarihinde iş akdi imzalandığı, davacının dış uzman (dış inceleme elemanı) ünvanı ile çalışmaya başladığı, davacının görevinin yükleme öncesi denetim ve gözetim olduğu, iş akdinin işveren tarafından feshedildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan iş akdinin 15 inci maddesinde sözleşmede yer almayan hususlarda İş Kanunu"nun uygulanacağı belirtilmiştir.
132 sayılı T.. S.. Enstitüsü Kuruluş Kanunu"nun 1 inci maddesinde, kurumun tüzel kişiliği haiz olduğu, 10/A maddesinde, belirli süreli, geçici nitelikte ve özel bilgi ve uzmanlık gerektiren işlerde yurt içinde ve yurt dışında Enstitü dışından inceleme elemanı görevlendirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
T.. S.. Enstitüsü Personel Yönetmeliğinin 2 nci maddesinde, yönetmelik hükümlerinin T.. S.. Enstitüsü"nün kadrolu personeli hakkında uygulanacağı, diğer personel için taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin uygulanacağı, 31 inci maddesinde, Enstitüde çalışan personelin üç gruba ayrıldığı, birinci grupta kadrolu personelin bulunduğu, ikinci grubun geçici pesonelden oluştuğu, üçüncü grupta ise sözleşmeli personelin bulunduğu, her üç gruptaki personelin de yönetim kurulu kararı ile işe alınacağı, 140 ıncı maddesinde, sözleşmeli ve diğer personelin iş akdinde yönetmeliğin hangi maddelerinin uygulanacağı açıkça belirtilmedikçe yönetmelik hükümlerinin bu personele uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
T.. S.. Enstitüsü Dış İnceleme Elemanları Yönergesinin 1 inci maddesinde, yönergenin Enstitü tarafından yurt içinde ve yurt dışında yürütülecek belirli süreli, geçici nitelikte ve özel uzmanlık gerektiren işlerde Enstitü dışından görevlendirilen inceleme elemanlarının çalışma usul ve esaslarını düzenlediği, 8 inci maddesinde, uhdesinde kamu görevi bulunmayan inceleme elemanlarının görevlendirilmeleri, statüleri ve görevlerine son verilmeleri ile ilgili hususlarda 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinin uygulanacağı düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacının uhdesinde bir kamu görevi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tespitler ve ilgili mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davacının hizmet ilişkisine (iş akdine) dayanarak davalı kurumda çalıştığı, davacının görevlendirilmesi, statüsü ve görevine son verilmesi ile ilgili hususlarda taraflar arasında imzalanan iş akdi ile 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinin uygulandığı, davacının Enstitüde çalışan ve statü hukukuna tabi olan kadrolu personel olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı mahkemeleri (iş mahkemeleri) olduğu açıkça anlaşılmıştır. Mahkemece işin esasına girilerek davacının talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.