Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6473
Karar No: 2018/12975
Karar Tarihi: 19.12.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/6473 Esas 2018/12975 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/6473 E.  ,  2018/12975 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki tapu iptal ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Asıl davada ve birleşen (... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/597 Esas sayılı dosyası) davada davacılar; 05.04.1996 tarihli harici satış sözleşmesi ile satın alıp bedelini ödediği ve zilyetliğini devraldığı taşınmazın 06.05.2005 tarihinde tapuda davalılardan ..."ye satıldığı belirtilerek, tapunun iptali ile (muvazaa nedeniyle) davacılar adına bedelsiz tesciline, olmazsa TMK 724.maddesi gereğince davacılar adına tesciline, tescil mümkün olmadığı taktirde ise sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda taşınmaz bedelinin denkleştirilerek ödenmesine, ayrıca iyiniyetle taşınmaz üzerine inşa edilen binanın mahkemece belirlenecek bedelinin davacılara ödenmesine karar verilmesini talep edilmişlerdir.
    Asıl dava ile birleştirilen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/ 301 Esas sayılı dosyasında davacılar; asıl davada sebepsiz zenginleşme hükümlerince uyarlanmış bedel iadesine karar verildiğini, bedele ilişkin faize talep yokluğundan hükmedilmediğini ileri sürerek uyarlanan bedele ve taşınmaz içerisinde bulunan inşaat bedeline 22.12.2005 -13.10.2014 tarihlerinde işlemiş olan toplam 86.345,26 faiz alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile harici sözleşmenin tarafı olan davalı ... ve ..."den tahsilini talep etmişlerdir. Davacılar yine asıl dava ile birleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/678 Esas sayılı dosyasında; taşınmaz üzerinde bulunan ve bilirkişi tarafından 66.850 TL olarak değeri belirlenen inşaat bedelinin 22.12.2005-15.12.2014 tarihleri arasında işlemiş yasal faizi olan 54.121,03 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte harici sözleşme konusu taşınmazın tapu malikleri olan davalı ..., ..., ..., ... ve ...i"den tahsilini talep etmişlerdir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, 41.889,64 TL" nin davalılar ... ve ..."den tahsili ile davacılara verilmesine, davalılar ..., ... ve ... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, birleşen 2005/597 esas sayılı dava dosyası yönünden ise; davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın derdestlik nedeniyle reddine, davalı ... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Anılan karar, Dairemizin 12.06.2014 tarihli, 2014/1645 Esas ve 2014/9549 Karar sayılı ilamı ile “ Somut olayda; dava dilekçesinde, iyiniyetle taşınmaz üzerine inşa edilen binanın mahkemece belirlenecek bedelinin tahsili yönünde karar verilmesi de talep edilmiştir. Mahkemece, bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; davacıların bina bedeline ilişkin talebi hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmeksizin HMK"nın 297/2.maddesi gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra verilen kararda, asıl davanın kısmen kabulüne, 41.889,64 TL" nin davalılar ... ve ..."den tahsili ile davacılara verilmesine, davalılar ..., ...ve ... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, birleşen 2005/597 esas sayılı dava dosyası yönünden; davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın derdestlik nedeniyle reddine, davalı ... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, birleşen 2014/301 Esas sayılı dosyası ile ...1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/678 Esas sayılı dava dosyası yönünden; davanın kabulüyle harici satış sözleşmesi ile ödenen bedelin dava tarihinden itibaren hesaplanan 33.262,69 TL faiz alacağının davalılar ... ve ..."den alınarak davacıya verilmesine, taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın bedeli olan 66.850,00 TL ile işlemiş faiz alacağı toplamı olan 54.121,03 TL nin tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının 13.10.2014 tarihinden itibaren faize ilişkin talebinin reddine, hükmedilen sözleşme gereği ödenen güncellenmiş bedel ile muhtesat bedeline kararın kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı ..., ..., ... ve ...tarafından temyiz edilmiştir.
    Anılan karar Dairemizin 22.11.2016 tarihli, 2015/18248 Esas ve 2016/13096 Karar sayılı ilamı ile, “Somut olayda, harici satım sözleşmesine konu taşınmazın halen davacının zilyetliğinde bulunduğu tüm dosya kapsamı ile sabittir. Davacıların satın aldığı taşınmaz üzerine inşa ettiği bina bedelini isteyebilmeleri için binanın malvarlıklarından çıkmış başka bir deyişle dava konusu taşınmazı tahliye etmiş olmaları gerekir. Davacıların inşa ettikleri binayı dava tarihi itibariyle kullandıkları anlaşıldığına göre, dava tarihi itibariyle henüz dava
    hakları doğmadığı gibi dava açıldıktan sonra da davacıların zilyetliklerinin devam ede geldiği anlaşıldığına göre davacıların bina bedeline ve bu bedelin faizine yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca, taraflarında kabulünde olduğu üzere taraflar arasında satım sözleşmesine konu taşınmaz halen davacı tarafın zilyetliğinde bulunmaktadır. Bu durumda 10/07/1940 günlü ve 2/7 sayılı İBK uyarınca; BK 81 (TBK 97) maddesinin uygulama yeri bulacaktır. 10/07/1940 gün ve 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre, geçersiz taşınmaz satışında verilen satış bedeline alıcı faiz, taşınmazın kullanılmasından dolayı da satıcı ecrimisil veya kira bedeli isteyemez. Davaya konu taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olduğuna göre , her geçersiz satışta olduğu gibi taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlüdürler. Taşınmaz dava tarihi itibariyle davacıların zilyetliğinde ve tasarrufunda bulunduğuna göre zilyetlik devam ettiği sürece faize hükmedilmeyeceği , taşınmazın iade anından itibaren faize hükmedileceği hususu gözardı edilerek harici sözleşmedeki bedelin uyarlanması sonucu hükmedilen bedele ilişkin faiz talebine konu birleşen davanın reddi gerekirken kabule ilişkin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir” gerekçesi ile bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra verilen 22.05.2018 tarihli son kararında; asıl davanın kısmen kabulüne, 41.889,64 TL"nin davalılar Behiye ve ..."den tahsili ile davacılara verilmesine, davalılar ..., ... ve ... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, birleşen 2005/597 esas sayılı dava dosyası yönünden; davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın derdestlik nedeniyle reddine, davalı ... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, birleşen 2014/301 Esas sayılı dosyası yönünden; davanın reddine, birleşen ...1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/678 Esas sayılı dava dosyası yönünden; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3.maddesinin 2. fıkrası “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili tek, ret sebebi ayrı olan davalılar lehine ise her iki sebebi için de ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur” hükmünü içermektedir.Buna göre mahkemece birleşen 2014/648 Esas sayılı dosya yönünden; davacıların faiz isteminin reddine karar verildiği, ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kendilerini vekille temsil ettiren davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ayrıca, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Ücret Tarifesi"nin 13.maddesi uyarınca mahkemece birleşen davanın reddi nedeniyle hükmedilen vekalet ücreti, hatalı hesaplanmıştır. Ne var ki, bu yanlışların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438 /7 maddesi hükmü gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (4) numaralı maddesinin (D) bendinde yer alan "Davalılardan ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.077,68 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine”, (E) bendinde yer alan “Davalılardan ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.077,68 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine”, (F) bendinde yer alan “Davalılardan ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.077,68 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine” ifadelerinin hükümden çıkarılarak yerine “Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 6.303,31 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine” cümlesinin eklenmesine, hükmün davacılar yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi