Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4840
Karar No: 2018/7662

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/4840 Esas 2018/7662 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/4840 E.  ,  2018/7662 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, iş kazasının tespiti ve maluliyet oranının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde maluliyet oranının tespitine ilişkin istemin feragat nedeniyle reddine, iş kazasının tespitine ilişkin istemin kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı ve davalı şirket avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın geri alınması müessesesi, 6100 sayılı HMK"nun ise 123 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddede davalının rızası olmaksızın davacının davasından sarfınazar edemeyeceği (davasını geri alamayacağı) hüküm altına alınmıştır. Davanın geri alınabilmesi için davalının açık muvafakati gerekir. Davacının davasını geri alması ve davalının da bu geri almaya açık muvafakat etmesi durumunda mahkemece "karar verilmesine yer olmadığına dair" karar verilmesi gerektiği gerek teoride gerekse Yargıtay uygulamasında kabul edilmiştir.
    Davanın geri alınması durumunda, dava hiç açılmamış sayılır, mahkemece geri alma anına kadar yapılan yargılamadaki oluşan kanaate göre haksız olduğu düşünülen tarafa vekâlet ücreti ve diğer yargılama giderleri yüklenir. Davacı, geri aldığı davasını ileride harçlarını yatırmak suretiyle tekrar açabilir.
    Davayı geri alma, davadan feragat ile karıştırılmamalıdır. Davadan feragat, davaya konu haktan (talepten) vazgeçmek, feragat etmektir. Davadan feragat hukuki niteliği itibariyle, davayı sona erdiren bir usul işlemidir. Davadan feragat aynı zamanda, davaya konu haktan vazgeçilmesi nedeniyle bir maddi hukuk işlemidir. Davadan feragat, davacının tek taraflı varması gerekli, davalının ya da mahkemenin kabulüne bağlı olmayan bir irade beyanıdır. Davadan feragat bozucu yenilik doğuran bir haktır.
    Davadan feragat kabule bağlı olmadığı halde, davanın geri alınması davalının açık muvafakatine bağlıdır. Davanın geri alınması durumunda mahkemece "karar verilmesine yer olmadığına dair" karar verilmesi gerekirken, davadan feragat halinde "davanın reddine" karar verilmelidir. Davadan feragat halinde, davacı feragat ettiği davayı ileride tekrar açamaz, bir başka ifadeyle feragat edilen hak ileride yeni bir davaya konu yapılamaz, davacı feragat ettiği hakkı ileride dava açarak talep ederse, mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davanın geri alınmasında ise davacı geri aldığı davayı ileride harçlarını ödemek suretiyle tekrar açabilir. Davanın geri alınmasında, davaya konu haktan feragat edilmemekte, geri alınan davanın ileride tekrar açılma hakkı saklı tutulmaktadır.
    Öte yandan 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde, "sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” ve 5510 sayılı Yasa"nın 92. maddesinde ise; "Kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir." hükmü öngörülmüş olup; sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir. Kişilerin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından HMK. 307. (HUMK. 91.) maddesi kapsamında feragat olanaksızdır. Davacı ancak, HMK. 123. maddesinde düzenlenen hakkını kullanabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkını saklı tutarak, davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçebilir veya HMK. 150. maddesi hükmü gereğince davayı takip etmeyerek yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve davanın açılmamış sayılması sonucunu elde edebilir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda; mahkemece, kazanın iş kazası olduğunun tespiti isteminin kabulüne dair 19.01.2016 tarihli karardan sonra davacı asil tarafından 27.03.2016 tarihli dilekçe ile davadan feragat beyanında bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Dosya kapsamına göre davacının kaza tarihinde sigortalı çalışmalarının Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği ve kazanın iş kazası olduğunun tespiti halinde 5510 sayılı yasanın 23. maddesinin (506 s.y. 10.md.) uygulama alanı bulacağı, ilgili yasa hükmü gereğince kazazedenin bildirilmeyen çalışmalarının resen sigortalı hizmet olarak kabul edileceği anlaşılmakla huzurdaki davada, iş kazasının tespiti isteminin aynı zamanda sigortalılık tespitini de kapsadığı anlaşıldığından davadan feragat edilemeyeceği açıktır.
    Davacının beyanının HMK’nun 123’üncü maddesi kapsamında davanın geri alınması niteliğinde bulunmadığı ve feragat beyanında bulunduğu anlaşılmakla, yukarıda belirtilen açıklamalara göre 6100 sayılı HMK.nun 123. ve 150. maddeleri kapsamında irdeleme yapılmalı ve bir karar verilmelidir.
    O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, Başkan ..."in muhalefetine karşı, Üyeler ..., ..., ... ve ..."ün oyları ve oyçokluğuyla, 08.10.2018 gününde karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesinin hükmü delaletiyle 506 sayılı Yasanın 79/10. Maddesi kapsamında hizmet tespit davasıdır.
    Davacıvekili, mahkemeye hitaben verdiği dilekçede, davasından feragat ettiğini beyan etmiş, mahkemece de “feragat nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir.
    Daire çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, hizmet tespiti davasından vazgeçme (feragat) mümkün olup almadığı, aleyhe bozma yapılıp yapılamayacağı ve sonucuna göre mahkemece yapılacak işlemler yönündedir. Daire çoğunluğu, sosyal güvenlik hakkından feragatin olanaksız olduğu, ancak, davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçilebileceği görüşündedir.
    T.C. Anayasasının 60. Maddesinde, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu kabul edilmiş ve Devletin bu güvenliği sağlayacak tedbirleri alması öngörülmüştür. Kişiye sıkı sıkıya bağlı olan bu temel güvenlik hakkından 506 sayılı yasa 6. Maddeye göre, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Başkasına devretmek yolunda hükümler konulamaz.”
    Feragat, HUMK’nda 91. Maddede, yeni HMK’nda ise 307. Maddede düzenlenmiştir. Kural olarak her davadan feragat edilebilir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, açmış olduğu davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Dava konusu üzerinde tarafların tasarruf yetkisi bulunmasa bile davacı davasından feragat edebilir. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, sh. 3650).
    Bazı hallerde, davacının feragati bir sonuç doğurmaz. Şuyuun giderilmesi davasında olduğu gibi, sosyal güvenlik hakkına ilişkin davalardan da vazgeçme, feragat mümkün değildir. Bu tür davalarda feragat nedeniyle davanın reddine karar verilip temyiz edilmeden kesinleşse bile, yeniden dava açılmasına engel olmadığı Dairemizin yerleşik görüşlerindendir. Ne var ki, hiç kimse açmış olduğu davayı takibe de zorlanamaz.
    Daire çoğunluğu, davadan feragat halinde, HMK 123. Madde uyarınca, davalının açık rızası dışında davasını geri alabileceği ya da, 150. Madde uyarınca, dosyanın işlemden kaldırılabileceği ve takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilebileceği görüşündedir.
    Somut olayda, davalı Kurum, feragate karşı çıkmamış, vekâlet ücretini temyize getirmiştir. Tarafların talep etmediği, üzerinde uyuştukları hüküm dışına çıkarak aleyhe bozma yasağı nedeniyle karar verilemez.
    HMK 123. maddede, “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir” hükmü vardır. Eldeki davada, davalı Kurum, sadece vekâlet ücretini temyize getirip diğer hususları kabul ettiğinden, davanın geri alınmasına rızası vardır. Bu nedenle mahkeme tarafından HMK 150. maddenin işletilmesine gerek olmadan doğrudan “HMK 123. madde kapsamında davanın geri alınması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmelidir. Davacının davasından feragat veya davasını atiye bırakma gibi beyanları da HMK 123. Madde kapsamında yorumlanmalıdır. Bu durumda, aleyhine dava açılması nedeniyle davalı tarafa vekâlet ücreti de vermek gerekecektir.
    Yukarıdaki açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşündeyim.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi