11. Hukuk Dairesi 2015/15623 E. , 2017/2907 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 05/10/2015 tarih ve 2014/1434-2015/767 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından dava dışı n kullandığı kredilere ilişkin paket sigortasının 18.10.2004-27.09.2005 dönemleri arasında doğan 6.884,35-TL sigorta priminin davacı şirketten tahsil edildiğini, mahkemece bu paranın davacı şirkete iadesine karar verildiğini, kesinleştiğini ve davalının ödeme yaptığını, 26.06.2003-26.06.2004 tarihleri arası için düzenlenmiş sigorta poliçesine dayanak kredinin 31.01.2004’de borçlusu tarafından kapatıldığını, 26.06.2004’de süresi biten poliçenin yenilenmesi sebebiyle uzatılan dönemin sigorta bedellerinin davacı şirketten tahsil edildiğini, ipoteğin kaldırılması talep edildiğinde sigorta poliçe bedellerinin tekrar ödenmesinin davacılardan talep edildiğini, 22.350,00-TL ödenmek zorunda kalındığını beyan ederek, şimdilik 22.350,00 TL"nin 02.12.2010 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin riskleri olduğunu, ödemenin davacı şirketçe dava dışı şirket hesabına yapıldığını, davalı bankaya yaptığı bir ödeme olmadığını, ipoteğin de dava dışı şirketin borçları için verildiğini, bu şirketten talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında genel kredi sözleşmesi mevcutsa da, bu kredinin teminatı olarak ipotek tesis edilmediği, sigorta edilen taşınmazın bu sözleşme illişkili olmadığı; davacının, hesabından sigorta priminin tahsil edilmesi yönünde bir talimatının olmadığı, imzaladığı kredi sözleşmesinde de bir hüküm bulunmadığı, limitet şirketin ortaklarının kişisel borçlarından sorumlu olmadığı, davalının tahsil edemediği tutarları 03.12.2010 tarihinde dava dışı şirketin kredili mevduat hesabına aktardığı ve sonrasında ipoteğin fekkedildiği, davalı bankanın mahkeme kararı sonrasında ödemek zorunda kaldığı ve aslında dava dışı şirketten tahsil etmesi gerektiği tutarları, dava dışı şirketin hesabına yatırılmasını sağlamak suretiyle davacı şirketten tahsil ettiği, ipoteği kaldırmak için davacı şirketten borçlu olmadığı parayı yatırmasını istediği, davacı şirket yönünden borçlu olmadığı paranın ihtirazi kayıtla yatırılıp taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkedildiği, davalı bankanın sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle davacı şirket yönünden davanın kabulüne, diğer davacı yönünden yatırılan para ile ilgisinin olmadığı, aktif husumet yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
-/-
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, dava dışı şirket adına düzenlenen sigorta poliçesi prim borcunun davacı şirketten tahsil edildiği iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddine, davacı şirket yönünden davalının sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı banka ile dava dışı arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davac müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak taşınmazını ipotek verdiği, taşınmazın sigorta ettirilip prim bedellerinin davacı şirketten tahsil edildiği, davacı şirket tarafından açılan davada prim bedellerinin iadesine karar verildiği, davalı banka tarafından davacı şirkete geri ödenen prim bedellerinin bu sefer dava dışı şirket hesabına aktarıldığı ve dava dışı şirket hesabının eksi bakiye verdiği, daha sonra davacı şirketin ipoteğin kaldırılması amacıyla bu hesaba 22.350,00 TL yatırdığı çekişmesizdir.
Davalı banka ile dava dışı arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında bu sözleşmenin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olan tarafından taşınmazının ipotek verilmesi nedeniyle söz konusu genel kredi sözleşmesi hükümleri çerçevesinde banka lehine tesis edilen ipoteğin ilişkin olduğu taşınmazın sigorta ettirilmesi nedeniyle oluşan sigorta primlerini ödeme borcunun asıl kredi borçlusu olan dava dışı şirkete ait olduğu sözleşme içeriğinden ve taraflar arasında daha önce görülen sayılı kararından anlaşılmaktadır. Anilan sözleşmeye dayalı olarak davacı Abdüssamed Uçar"a ait taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması için davacı şirketin kendi ihtiyari ile dava dışı şirketin davalı bankaya olan kredi borcunu ödemesi o tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 174. maddesinde düzenlenen borcun nakli mahiyetinde olup kredi borcundan kaynaklı ipotek de kaldırıldığına göre; davacı şirketin bu surette ödediği borcu davalı bankadan geri istemesi olanağı bulunmadığı halde mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
11/07/2017 G/D